Fenerbahçe Faruk Ilgaz Tesisleri’nde düzenlenen Divan Konseyi toplantısında sarı-lacivertli kulübün lideri Ali Koç konuşma yaptı.
“Fenerbahçe tarihinde bir epeyce kıymetli tarihe geçmiş olaylar vardır. Bunlardan en kıymetlisi de 27 Aralık 2021 tarihi olacaktır. Bu tarih, Fenerbahçelilerin hiç bir vakit unutamayacağı kıymetli, bedelli bir gün olarak tarihe geçecektir.”
“27 ARALIK 2021 KIYMETLİ BİR TARİH”
27 Aralık 2021 tarihi bu vatanın bir parçasıyım diyen her insanın hatırlaması gereken bir gün olacaktır. Bu tarih, bir milleti bir terörist çetesine karşı uyandıranların muvaffak olduğu tarihtir.
Hukuksuzluğa karşı hukukun, teröristlere karşı haklı olanların kazandığı güdnür. 10 yıl boyunca olduğu üzere tarih, bir sefer daha Fenerbahçelileri haklı çıkarmıştır.
Hepimizin emin olduğu üzere, tüm Türkiye’nin de şahit olduğu üzere en güç kaidelerden geçip, en ağır çabayı vererek, 2010/11 şampiyonluğumuz amaç alınarak kulübümüzün ve hem de cumhuriyetimizin kıymetlerine, evvelki liderimiz Aziz Yıldırım’a, eski idare şurası üyelerimize, davadaki başka arkadaşlarımıza, varlığımıza ve bütünlüğümüze yapılan FETÖ saldırısı, 27 Aralık’ta Fenerbahçe’nin haklılığıyla son bulmuştur. Allah’a hayli şükür.”
“YÜZLERİNE TOKAT ÜZERE ÇARPSIN”
“3 Temmuz sabaha karşı başlayan bu süreç boyunca dik duran, geri adım atmayan evvelki liderimiz Aziz Yıldırım başta olmak üzere ilgili tüm isimlere, Fenerbahçe’sini her yerde her an savunan milyonlarca taraftara teşekkürlerimi sunarım.
O periyot evraktaki zımnilik sonucu görmezden gelinerek, bir kısmı firari bir kısmı mahpusta olan emniyet, yargı ve medya mensupları Fenerbahçe’yi sistematik olarak suçladılar.
Tüm bu sistematik yapıya karşı, devletin tüm gücünü gerisine alan, medyaya istediğini yaptıran bu güce karşı senelerca süren gayretimizin zaferle taçlanmasıyla Fenerbahçemizin tertemiz olduğu ortaya çıkınca bugün güya hiç bir haber bedeli yokmuş üzere neredeyse medyamız görmezden geldi. Fenerbahçe Kulübü olarak sadece bu sebeple o süreçte emredildiği üzere Fenerbahçe şike yaptı diye yazan çizen konuşanların inadına yargıtay sonucumızı bir fazlaca gazeteye tam sayfa ilan olarak verdik. Verdik ki Fenerbahçe’nin haklılığı yüzlerine tokat üzere çarpsın.”
“ŞİMDİ HESAP VAKTİ”
“Karar daha sonrası birinci gün artık hesap vakti dedik. Fenerbahçe’nin hesap vaktinde maddi manevi ilgili herkes bu işin hesabını verene kadar gayretimiz devam edecek.
Hesap vaktinin birinci adımı olarak TFF’ye tazminat davamıza ait olarak birkaç cümle etmek istiyorum. Ne yazık ki son periyotta bilhassa şahsıma ve yönetimime yapılan bezdirme, yıpratma siyasetlerine algı operasyonalarına bunu eklediler. Yok efendim yanlış açmışız.
Bu, epey uzun ve kapsamlı bir çalışmanın kararı olarak Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkının 3 Temmzu sürecinde devrin TFF’si tarafınca engellenmesi hatta gasp edilmesi sonucunda Fenerbahçe’nin uğradığı ziyanların tazmini için Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davamızı açtık. birebir vakitte niye bu kadar düşük bir sayıyla açtınız diyorlar. Hayret Hulusi Belgü zihniyetindeki beşerler bunu atlamış.
olağan olarak bu davada talep edilen meblağ, Fenerbahçemizin uğradığı ziyanları karşılamaya yetmeyecektir. Ama hesaplanan ve hiç bir biçimde tartışma konusu olamayacak mutlaklıkta olan kalemleri tespit ederek talep arttırımında bulunma hakkımızı ebediyen gizli tutarak taban bir fiyat belirledik.
Bizim prestijimiz, marka kıymetimiz, imajımız gerek ülkemizde gerekse Avrupa futbolunda yerle bir edildi. Borsa kıymetlerimiz çöktü. Bunları tazmin etmenin ne yazık ki mümkünatı yoktur.
Davamızın hukukçularımız tarafınca yürütülen uzun ve kapsamlı bir çalışma olduğunu belirtmek istiyorum. Sırf Fenerbahçe bünyesinde bulunan hukukçulardan değil hem değerli akademisyenlerden birebir vakitte bedelli hukuk duayenlerinden ve avukatlarından oluşan fazlaca geniş, kapsamlı bir yaklaşımdan bahsediyorum.
Bilhassa son devirde bugünlerde yargılama süreci devam ederken, bu dava ile ilgili topluluğumuzun kimi mensupları tarafınca çeşitli yorumlar, değerlendirmeler yapıldığını görüyoruz. Hukuk yargılamalarında görüş farklılıkları her vakit mevcuttur. Lakin devam eden bir dava ile ilgili bu biçimdesine kesin karar veren önyargılı fikirler yapılmasını da son derece tehlikeli ve yanlış buluyoruz.”
“AZİZ YILDIRIM’IN KELAMLARINI MEMNUNİYETLE OKUDUM”
“Aziz Yıldırım’ın birtakım açıklamalarını basından takip ettik, okuduklarımızı memnuniyetle karşıladık. Bizler birbirimizi yedikçe, arbede ettikçe, birbirimizi diğerlerinin önüne attıkça, toplumsal medya ortamında kulübümüzü gaye aldıkça birtakım şeylerde muvaffak olmamız pek zordur. Bu davada vazifeye geldiğimiz müddet boyunca Aziz Yıldırım ve takımıyla, avukatlarıyla ortak bir biçimde çalışmayı, birlikte hareket etmeyi, kulübümüz menfaatleri için kıymetli bulduk. Atılımlarımız oldu, istediğimiz noktada muvaffak olamadık. Burada Şekip Mosturoğlu’na başka bir parantez açmak istiyorum. Kendisi, bizlerle olan ferdî ilgileri çerçevesinde bizlerle istişarelerde bulundu. Bilhassa son geldiğimiz noktada tazminat davasıyla ilgili daha fazla istişareler oldu. Gördüm ki biz, kendi bindiğimiz kısmı kesiyoruz. Fenerbahçe’nin uğradığı ziyanların tazmini için sonuna kadar şahsi sorunları bir kenara bırakıp, toplulukça kenetlenip, bireyler ve kurumlar farklı demeden bu çabayı topyekün birlikte vermemiz lazım. Her daim birlikte çalışmaya açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Aksi takdirde bizler kaybedeceğiz. Mevcut idaremize nasıl zafiyet oluştururum düşüğncesi yerine akıl akıldan üstündür, hepimiz bu geminin ortasındayız anlayışıyla hareket etmediğimiz takdirde biz bu mevzuda gol yeriz.”
“REKABETİ NASIL ETKİLEDİ?”
“Sesleniyorum, Fenerbahçe Spor Kulübü, derinden ve tabanından bu süreç içerisinde etkilenmiştir. Ekonomik, finansal, prestij, rekabetçilik açısından etkilenmiştir. Kaç şampiyonluğumuz var, bizi geçen rakibimizin bundan faydalanarak kaç şampiyonluğu var? Yargıtay sonucu daha sonrası TFF’ye 2 müracaatımız oldu. Muhteşem Kupa’nın tekrar oynanması istikametinde federasyon olumlu yaklaştı. Beşiktaş da sıcak yaklaştı. Bu da onaylanacaktır, ümit ediyoruz. Yargı sonucuyla resmen tescillenen, şampiyonluğumuz odağında şampiyonluğun kendisine ilişkin olduğunu tez etmekte hala ısrar eden hatta buna ait bir açıklamayı kendi sitesinde yayımlamaktan imtina etmeyen kulübe dair bir adım atmak zorunda kaldık. TFF İdare Şurası’na bu temelsiz ve yanlış bilginin düzeltilmesi konusunda bir müracaat yaptık.”
“TÜRKİYE’NİN Mİ, FETÖ’NÜN MÜ YANINDASINIZ!”
“Hak etmediğiniz bir kupa için, FETÖ telaffuzlarının yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında mı olacaksınız? Buna karar vermelisiniz. Hem o denli hem bu biçimde olmaz. Bu kupa, her haliyle bizimdir. UEFA, CAS hiç bir şey bu sonucu değiştiremeyecektir. Cumhurbaşkanımız, 3 Temmuz’un 10. yıldönümünde kulübümüze gönderdiği Fenerbahçe Adalet Uğraşı 10. Yıldönümü başlıklı mektubundaki bir cümleyle 3 Temmuz konusunu kapatacağım.
“Fenerbahçe tarihinde bir epeyce kıymetli tarihe geçmiş olaylar vardır. Bunlardan en kıymetlisi de 27 Aralık 2021 tarihi olacaktır. Bu tarih, Fenerbahçelilerin hiç bir vakit unutamayacağı kıymetli, bedelli bir gün olarak tarihe geçecektir.”
“27 ARALIK 2021 KIYMETLİ BİR TARİH”
27 Aralık 2021 tarihi bu vatanın bir parçasıyım diyen her insanın hatırlaması gereken bir gün olacaktır. Bu tarih, bir milleti bir terörist çetesine karşı uyandıranların muvaffak olduğu tarihtir.
Hukuksuzluğa karşı hukukun, teröristlere karşı haklı olanların kazandığı güdnür. 10 yıl boyunca olduğu üzere tarih, bir sefer daha Fenerbahçelileri haklı çıkarmıştır.
Hepimizin emin olduğu üzere, tüm Türkiye’nin de şahit olduğu üzere en güç kaidelerden geçip, en ağır çabayı vererek, 2010/11 şampiyonluğumuz amaç alınarak kulübümüzün ve hem de cumhuriyetimizin kıymetlerine, evvelki liderimiz Aziz Yıldırım’a, eski idare şurası üyelerimize, davadaki başka arkadaşlarımıza, varlığımıza ve bütünlüğümüze yapılan FETÖ saldırısı, 27 Aralık’ta Fenerbahçe’nin haklılığıyla son bulmuştur. Allah’a hayli şükür.”
“YÜZLERİNE TOKAT ÜZERE ÇARPSIN”
“3 Temmuz sabaha karşı başlayan bu süreç boyunca dik duran, geri adım atmayan evvelki liderimiz Aziz Yıldırım başta olmak üzere ilgili tüm isimlere, Fenerbahçe’sini her yerde her an savunan milyonlarca taraftara teşekkürlerimi sunarım.
O periyot evraktaki zımnilik sonucu görmezden gelinerek, bir kısmı firari bir kısmı mahpusta olan emniyet, yargı ve medya mensupları Fenerbahçe’yi sistematik olarak suçladılar.
Tüm bu sistematik yapıya karşı, devletin tüm gücünü gerisine alan, medyaya istediğini yaptıran bu güce karşı senelerca süren gayretimizin zaferle taçlanmasıyla Fenerbahçemizin tertemiz olduğu ortaya çıkınca bugün güya hiç bir haber bedeli yokmuş üzere neredeyse medyamız görmezden geldi. Fenerbahçe Kulübü olarak sadece bu sebeple o süreçte emredildiği üzere Fenerbahçe şike yaptı diye yazan çizen konuşanların inadına yargıtay sonucumızı bir fazlaca gazeteye tam sayfa ilan olarak verdik. Verdik ki Fenerbahçe’nin haklılığı yüzlerine tokat üzere çarpsın.”
“ŞİMDİ HESAP VAKTİ”
“Karar daha sonrası birinci gün artık hesap vakti dedik. Fenerbahçe’nin hesap vaktinde maddi manevi ilgili herkes bu işin hesabını verene kadar gayretimiz devam edecek.
Hesap vaktinin birinci adımı olarak TFF’ye tazminat davamıza ait olarak birkaç cümle etmek istiyorum. Ne yazık ki son periyotta bilhassa şahsıma ve yönetimime yapılan bezdirme, yıpratma siyasetlerine algı operasyonalarına bunu eklediler. Yok efendim yanlış açmışız.
Bu, epey uzun ve kapsamlı bir çalışmanın kararı olarak Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılma hakkının 3 Temmzu sürecinde devrin TFF’si tarafınca engellenmesi hatta gasp edilmesi sonucunda Fenerbahçe’nin uğradığı ziyanların tazmini için Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde tazminat davamızı açtık. birebir vakitte niye bu kadar düşük bir sayıyla açtınız diyorlar. Hayret Hulusi Belgü zihniyetindeki beşerler bunu atlamış.
olağan olarak bu davada talep edilen meblağ, Fenerbahçemizin uğradığı ziyanları karşılamaya yetmeyecektir. Ama hesaplanan ve hiç bir biçimde tartışma konusu olamayacak mutlaklıkta olan kalemleri tespit ederek talep arttırımında bulunma hakkımızı ebediyen gizli tutarak taban bir fiyat belirledik.
Bizim prestijimiz, marka kıymetimiz, imajımız gerek ülkemizde gerekse Avrupa futbolunda yerle bir edildi. Borsa kıymetlerimiz çöktü. Bunları tazmin etmenin ne yazık ki mümkünatı yoktur.
Davamızın hukukçularımız tarafınca yürütülen uzun ve kapsamlı bir çalışma olduğunu belirtmek istiyorum. Sırf Fenerbahçe bünyesinde bulunan hukukçulardan değil hem değerli akademisyenlerden birebir vakitte bedelli hukuk duayenlerinden ve avukatlarından oluşan fazlaca geniş, kapsamlı bir yaklaşımdan bahsediyorum.
Bilhassa son devirde bugünlerde yargılama süreci devam ederken, bu dava ile ilgili topluluğumuzun kimi mensupları tarafınca çeşitli yorumlar, değerlendirmeler yapıldığını görüyoruz. Hukuk yargılamalarında görüş farklılıkları her vakit mevcuttur. Lakin devam eden bir dava ile ilgili bu biçimdesine kesin karar veren önyargılı fikirler yapılmasını da son derece tehlikeli ve yanlış buluyoruz.”
“AZİZ YILDIRIM’IN KELAMLARINI MEMNUNİYETLE OKUDUM”
“Aziz Yıldırım’ın birtakım açıklamalarını basından takip ettik, okuduklarımızı memnuniyetle karşıladık. Bizler birbirimizi yedikçe, arbede ettikçe, birbirimizi diğerlerinin önüne attıkça, toplumsal medya ortamında kulübümüzü gaye aldıkça birtakım şeylerde muvaffak olmamız pek zordur. Bu davada vazifeye geldiğimiz müddet boyunca Aziz Yıldırım ve takımıyla, avukatlarıyla ortak bir biçimde çalışmayı, birlikte hareket etmeyi, kulübümüz menfaatleri için kıymetli bulduk. Atılımlarımız oldu, istediğimiz noktada muvaffak olamadık. Burada Şekip Mosturoğlu’na başka bir parantez açmak istiyorum. Kendisi, bizlerle olan ferdî ilgileri çerçevesinde bizlerle istişarelerde bulundu. Bilhassa son geldiğimiz noktada tazminat davasıyla ilgili daha fazla istişareler oldu. Gördüm ki biz, kendi bindiğimiz kısmı kesiyoruz. Fenerbahçe’nin uğradığı ziyanların tazmini için sonuna kadar şahsi sorunları bir kenara bırakıp, toplulukça kenetlenip, bireyler ve kurumlar farklı demeden bu çabayı topyekün birlikte vermemiz lazım. Her daim birlikte çalışmaya açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. Aksi takdirde bizler kaybedeceğiz. Mevcut idaremize nasıl zafiyet oluştururum düşüğncesi yerine akıl akıldan üstündür, hepimiz bu geminin ortasındayız anlayışıyla hareket etmediğimiz takdirde biz bu mevzuda gol yeriz.”
“REKABETİ NASIL ETKİLEDİ?”
“Sesleniyorum, Fenerbahçe Spor Kulübü, derinden ve tabanından bu süreç içerisinde etkilenmiştir. Ekonomik, finansal, prestij, rekabetçilik açısından etkilenmiştir. Kaç şampiyonluğumuz var, bizi geçen rakibimizin bundan faydalanarak kaç şampiyonluğu var? Yargıtay sonucu daha sonrası TFF’ye 2 müracaatımız oldu. Muhteşem Kupa’nın tekrar oynanması istikametinde federasyon olumlu yaklaştı. Beşiktaş da sıcak yaklaştı. Bu da onaylanacaktır, ümit ediyoruz. Yargı sonucuyla resmen tescillenen, şampiyonluğumuz odağında şampiyonluğun kendisine ilişkin olduğunu tez etmekte hala ısrar eden hatta buna ait bir açıklamayı kendi sitesinde yayımlamaktan imtina etmeyen kulübe dair bir adım atmak zorunda kaldık. TFF İdare Şurası’na bu temelsiz ve yanlış bilginin düzeltilmesi konusunda bir müracaat yaptık.”
“TÜRKİYE’NİN Mİ, FETÖ’NÜN MÜ YANINDASINIZ!”
“Hak etmediğiniz bir kupa için, FETÖ telaffuzlarının yanında mı olacaksınız, Türkiye Cumhuriyeti’nin yanında mı olacaksınız? Buna karar vermelisiniz. Hem o denli hem bu biçimde olmaz. Bu kupa, her haliyle bizimdir. UEFA, CAS hiç bir şey bu sonucu değiştiremeyecektir. Cumhurbaşkanımız, 3 Temmuz’un 10. yıldönümünde kulübümüze gönderdiği Fenerbahçe Adalet Uğraşı 10. Yıldönümü başlıklı mektubundaki bir cümleyle 3 Temmuz konusunu kapatacağım.