Son vakit içinderda ise çip krizi niçiniyle otomotiv dalı güç günler yaşıyor. Ayrıyeten elektrikli araba batarya hücrelerinde kullanılan lityum üzere kimi madenlerde tedarik problemleri mevcut.
Kâfi lityum, nikel, manganez yahut kobalt tedarikinin sağlanamaması, elektrikli araçlara (EV’ler) geçişi yavaşlatabilir, bu araçları daha kıymetli hale getirebilir ve araba üreticilerinin kar marjlarını düşürebilir.
Volkswagen, Stellantis ve Daimler üzere Avrupa’nın dev araba üreticileri, bu problemlerden etkilenmemek ve batarya hücrelerinde kriz yaşamamak için tahlil yolları arıyor.
“CİDDİ SORU İŞARETLERİ VAR”
Ultima Media araba analisti Daniel Harrison, “Arzın pil tedarik zincirindeki talebi karşılayıp karşılayamayacağı konusunda önemli soru işaretleri var.” diyor.
Avrupa Birliği tarafınca finanse edilen bir şirket ağı kuran EIT InnoEnergy’den Ilka von Dalwigk ise, yakın vakitte Avrupa’daki pil yarışında Çinli CATL, Güney Koreli LG ve Japon Panasonic firmalarının baskın olduğunu lisana getirdi.
Von Dalwigk, “Kimse bunu bir sorun olarak görmedi. Fikrimiz, pil hücrelerini ithal edebileceğimizdi. Fakat görünüşe bakılırsa bu biçimde olmayacak.” dedi.
Her ne kadar Avrupa’da batarya hücresi üretmek için dev firmalar olsa da gelecekte darboğaz sıkıntıları baş gösterebilir.
Dalın önde gelen firmalarının, önümüzdeki on yılda elektrikli araç satışlarının artacağına dair kestirimleri, araba üreticilerini sarstı ve pil üretimini artırmaya zorladı.
MARKALAR, BATARYALAR İÇİN YARIŞIYOR
Batarya problemini ortadan kaldırmak için, milyarlarca dolarlık AB finansman programları ve araba üreticileri ve tedarikçileri tarafınca yapılan büyük akü tesisi duyuruları yapıldı.
Örneğin Volkswagen, tek başına Avrupa’da altı akü tesisi planlarken, Daimler ortaklarıyla dört tane inşa edecek.
Son vakit içinderda, pil hücresi fabrikası duyuruları ağır ve süratli bir biçimde geldi ve EIT InnoEnergy, şu anda AB’de yaklaşık 50 projeyi hayata geçirmeyi planlıyor.
Tüm bu planlar gerçeğe dönüşürse, lokal üretim 2030 civarında talebi karşılayabilecek ve yaklaşık 640 gigawatt saat (GWh) kapasite olacak. Bu sayı, yıllık ortalama 13 milyon araba üretimi için kâfi.
Ultima Media’dan Harrison, Volkswagen’in planlanan altı fabrikasının, Wolfsburg merkezli şirketin kendi pil muhtaçlıklarının yaklaşık üçte ikisini karşılayacağını söylüyor.
Sonuç olarak üreticiler, 2030 yılında batarya hammadde krizini tahlile kavuşturmak için çalışıyor. Lakin bir daha de markaları, önümüzdeki 8 yıl boyunca sıkıntı günler bekleyecek.
TEDARİK ZİNCİRİ VE HAMMADDE GEREKSİNİMİ
Batarya hücre üretimindeki bu sorun; lityum, nikel, manganez ve kobalt üzere hammaddelerde yatıyor.
Benchmark Mineral Intelligence’dan (BMI) piyasa uzmanları, “büyük hammadde ilişkisinin kesilmesinden” kelam ediyor. Uzmanlara bakılırsa, her ne kadar fabrikalara yüksek yatırımlar yapılsa da hammadde çıkarma konusunda markalar pek geride.
FİYATLAR YÜKSELİYOR
BMI fiyat ve data tahlili lideri Caspar Rawles, bir yıl ortasında lityum karbonat fiyatının iki katından fazla arttığını hatırlattı..
En büyük yatakların Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bulunduğu ve kimi vakit kuvvetli çalışma şartlarında çıkarıldığı kobalt madeninde de gelecekte fiyat artışları bekleniyor.
GLOBAL YARIŞ SÜRÜYOR
Otomotiv sanayisi, şu anda yarı iletken kıtlığı niçiniyle acı verici üretim kesintileri yaşıyor.
Volkswagen de dahil olmak üzere kimi araba üreticileri, özel tedarik mukaveleleri ile hammadde tedarikini garanti altına almaya çalışıyor.
Şimdiye kadar Avrupalı markalar, lityumu temel olarak Avustralya ve Şili’den, kobaltı Kongo’dan ve grafiti Çin’den tedarik etti.
Katot ve anot gerecinin en büyük işlemcileri de Çin’de ve Japonya’da bulunuyor.
Fakat geçtiğimiz aylarda Süveyş Kanalı’nı tıkayan bir tanker kazasının da gösterdiği üzere, ticaret anlaşmazlıklarındaki tarife değişiklikleri ve lojistik problemler niçiniyle gelecekte bu madenlerin ithalatı daha kıymetli hale gelebilir.
TOGG, HAMMADDE KRİZİNDEN ETKİLENMEYECEK
Geçtiğimiz haftalarda TEKNOFEST’te yer alan TOGG standında açıklamalarda bulunan TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, yerli arabanın batarya hücrelerinin krizden etkilenmeyeceğini söyledmiş ve şu tabirleri kullanmıştı:
“Dünyadaki hücre üreticilerinin kapasiteleri 2030 ve daha sonralarına kadar rezerve edilmiş vaziyette. ötürüsıyla batarya hücre teknolojisine sahip olmayan şirketler var. Biz başından itibaren bu işi planlayarak çözeceğimiz için batarya hücre krizine takılmayacağız.”
TOGG’UN LİTYUM MUHTAÇLIĞI ESKİŞEHİR’DEN KARŞILANACAK
Geçtiğimiz yılın sonunda Eskişehir’deki Eti Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisleri faaliyete geçmişti. İlk etapta yıllık 10 ton lityum üretilecek tesiste, ondan sonrasında kapasite 600 tona kadar çıkacak.
Kelam konusu tesis, üretim kademesindeki yerli elektrikli araba TOGG’un bataryaları için lityum muhtaçlığını karşılayacak.
Ayrıyeten akıllı telefonlar, tabletler ve tüm elektronik aletlerin bataryalarında bu tesisten çıkarılacak lityum kullanılacak.
Erdoğan: TOGG’un pil gereksinimini ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi karşılayacak
Kâfi lityum, nikel, manganez yahut kobalt tedarikinin sağlanamaması, elektrikli araçlara (EV’ler) geçişi yavaşlatabilir, bu araçları daha kıymetli hale getirebilir ve araba üreticilerinin kar marjlarını düşürebilir.
Volkswagen, Stellantis ve Daimler üzere Avrupa’nın dev araba üreticileri, bu problemlerden etkilenmemek ve batarya hücrelerinde kriz yaşamamak için tahlil yolları arıyor.
“CİDDİ SORU İŞARETLERİ VAR”
Ultima Media araba analisti Daniel Harrison, “Arzın pil tedarik zincirindeki talebi karşılayıp karşılayamayacağı konusunda önemli soru işaretleri var.” diyor.
Avrupa Birliği tarafınca finanse edilen bir şirket ağı kuran EIT InnoEnergy’den Ilka von Dalwigk ise, yakın vakitte Avrupa’daki pil yarışında Çinli CATL, Güney Koreli LG ve Japon Panasonic firmalarının baskın olduğunu lisana getirdi.
Von Dalwigk, “Kimse bunu bir sorun olarak görmedi. Fikrimiz, pil hücrelerini ithal edebileceğimizdi. Fakat görünüşe bakılırsa bu biçimde olmayacak.” dedi.
Her ne kadar Avrupa’da batarya hücresi üretmek için dev firmalar olsa da gelecekte darboğaz sıkıntıları baş gösterebilir.
Dalın önde gelen firmalarının, önümüzdeki on yılda elektrikli araç satışlarının artacağına dair kestirimleri, araba üreticilerini sarstı ve pil üretimini artırmaya zorladı.
MARKALAR, BATARYALAR İÇİN YARIŞIYOR
Batarya problemini ortadan kaldırmak için, milyarlarca dolarlık AB finansman programları ve araba üreticileri ve tedarikçileri tarafınca yapılan büyük akü tesisi duyuruları yapıldı.
Örneğin Volkswagen, tek başına Avrupa’da altı akü tesisi planlarken, Daimler ortaklarıyla dört tane inşa edecek.
Son vakit içinderda, pil hücresi fabrikası duyuruları ağır ve süratli bir biçimde geldi ve EIT InnoEnergy, şu anda AB’de yaklaşık 50 projeyi hayata geçirmeyi planlıyor.
Tüm bu planlar gerçeğe dönüşürse, lokal üretim 2030 civarında talebi karşılayabilecek ve yaklaşık 640 gigawatt saat (GWh) kapasite olacak. Bu sayı, yıllık ortalama 13 milyon araba üretimi için kâfi.
Ultima Media’dan Harrison, Volkswagen’in planlanan altı fabrikasının, Wolfsburg merkezli şirketin kendi pil muhtaçlıklarının yaklaşık üçte ikisini karşılayacağını söylüyor.
Sonuç olarak üreticiler, 2030 yılında batarya hammadde krizini tahlile kavuşturmak için çalışıyor. Lakin bir daha de markaları, önümüzdeki 8 yıl boyunca sıkıntı günler bekleyecek.
TEDARİK ZİNCİRİ VE HAMMADDE GEREKSİNİMİ
Batarya hücre üretimindeki bu sorun; lityum, nikel, manganez ve kobalt üzere hammaddelerde yatıyor.
Benchmark Mineral Intelligence’dan (BMI) piyasa uzmanları, “büyük hammadde ilişkisinin kesilmesinden” kelam ediyor. Uzmanlara bakılırsa, her ne kadar fabrikalara yüksek yatırımlar yapılsa da hammadde çıkarma konusunda markalar pek geride.
FİYATLAR YÜKSELİYOR
BMI fiyat ve data tahlili lideri Caspar Rawles, bir yıl ortasında lityum karbonat fiyatının iki katından fazla arttığını hatırlattı..
En büyük yatakların Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bulunduğu ve kimi vakit kuvvetli çalışma şartlarında çıkarıldığı kobalt madeninde de gelecekte fiyat artışları bekleniyor.
GLOBAL YARIŞ SÜRÜYOR
Otomotiv sanayisi, şu anda yarı iletken kıtlığı niçiniyle acı verici üretim kesintileri yaşıyor.
Volkswagen de dahil olmak üzere kimi araba üreticileri, özel tedarik mukaveleleri ile hammadde tedarikini garanti altına almaya çalışıyor.
Şimdiye kadar Avrupalı markalar, lityumu temel olarak Avustralya ve Şili’den, kobaltı Kongo’dan ve grafiti Çin’den tedarik etti.
Katot ve anot gerecinin en büyük işlemcileri de Çin’de ve Japonya’da bulunuyor.
Fakat geçtiğimiz aylarda Süveyş Kanalı’nı tıkayan bir tanker kazasının da gösterdiği üzere, ticaret anlaşmazlıklarındaki tarife değişiklikleri ve lojistik problemler niçiniyle gelecekte bu madenlerin ithalatı daha kıymetli hale gelebilir.
TOGG, HAMMADDE KRİZİNDEN ETKİLENMEYECEK
Geçtiğimiz haftalarda TEKNOFEST’te yer alan TOGG standında açıklamalarda bulunan TOGG CEO’su Gürcan Karakaş, yerli arabanın batarya hücrelerinin krizden etkilenmeyeceğini söyledmiş ve şu tabirleri kullanmıştı:
“Dünyadaki hücre üreticilerinin kapasiteleri 2030 ve daha sonralarına kadar rezerve edilmiş vaziyette. ötürüsıyla batarya hücre teknolojisine sahip olmayan şirketler var. Biz başından itibaren bu işi planlayarak çözeceğimiz için batarya hücre krizine takılmayacağız.”
TOGG’UN LİTYUM MUHTAÇLIĞI ESKİŞEHİR’DEN KARŞILANACAK
Geçtiğimiz yılın sonunda Eskişehir’deki Eti Maden Lityum Karbonat Üretim Tesisleri faaliyete geçmişti. İlk etapta yıllık 10 ton lityum üretilecek tesiste, ondan sonrasında kapasite 600 tona kadar çıkacak.
Kelam konusu tesis, üretim kademesindeki yerli elektrikli araba TOGG’un bataryaları için lityum muhtaçlığını karşılayacak.
Ayrıyeten akıllı telefonlar, tabletler ve tüm elektronik aletlerin bataryalarında bu tesisten çıkarılacak lityum kullanılacak.
Erdoğan: TOGG’un pil gereksinimini ETİ Maden Lityum Üretim Tesisi karşılayacak