Toplumda yaygın görülen, toplumsal ve ekonomik olarak önemli sonuçlar doğuran bir sıhhat sorunu olan bel ağrısı, insanların yüzde 85’ini hayatlarının bir devrinde etkiliyor. Hareketsiz ömür biçimi, çok kilo, gerilimli bir işe sahip olmak, yanlış oturma ve etkin sigara içiciliğinin bel fıtığı açısından risk oluşturduğunu lisana getiren Medicana International İzmir Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, belli kuralların sağlanması durumunda ameliyata gerek kalmadan tedavinin gerçekleşebileceğini söz etti.
DİSKİN ETRAFINDAKİ ÖDEMİ AZALTIYOR
Fıtığa bağlı, hudut ve kas hasarı ya da ayaklarda zayıflık üzere bir durum çabucak hemen meydana gelmemişse, ultrason eşliğinde gerçekleştirilen bel fıtığı enjeksiyonunun 15 dakikada kişinin ağrılarına son verdiğini söyleyen Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, “Temel mantık, hastaya epeyce fazla ilaç vermek yerine yalnızca amaç dokuya vererek, diskin küçülmesini sağlayarak diskin etrafındaki dokuların ödemini azaltmak. Hasta enjeksiyon yapıldığı an rahatladığını hissediyor.” dedi.
Bel fıtığı enjeksiyonunun maksada yönelik olması açısından epeyce tesirli olduğunu belirten Prof. Dr. Şendur, “Temel gaye, diskin küçülmesini sağlayarak, diskin etrafındaki dokuların ödemini azaltmak. Bu sayede hacim olarak küçülen fıtık ve etrafındaki dokunun sıkıştırdığı sonun kurtulması sağlanıyor. Hastaya epeyce fazla ilaç vermek yerine sıkıntılı bölgeyi gaye alarak süreci yapıyor ve küçülmeyi sağlıyoruz. Bunu da ultrason eşliğinde gerçekleştiriyoruz. Kimi tabipler bu süreci skopi ismi verilen görüntüleme aygıtları altında yapar ki bu da ameliyathane ortamı ve hastanın ışın alacağı manasına gelir. halbuki ultrason eşliğinde yapılan bu çeşit enjeksiyonlar, 15-20 dakika üzere fazlaca kısa bir müddetde sonuç almamızı sağlıyor.” dedi.
TEK SEANSTA AĞRI YOK OLABİLİYOR
Poliklinik ortamında yapılan enjeksiyonun, tesirli ve nokta atışı yapılması durumunda tek seansta hastayı rahatlattığını lisana getiren Prof. Dr. Şendur, diye konuştu.
Her bel fıtığı hastasının bu süreç için uygun olmadığını da tabir eden Prof. Dr. Şendur, evvela hastanın ameliyat gerektirecek bir hasta olup olmadığının kıymetlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Eğer hudut basısı sonun işlevini bozacak seviyede ise yani hasta hudut basısına bağlı olarak ayağında bir zayıflık hissediyorsa, gerek parmak ucu yürümede gerekse topuk üzeri yürümede kaslarında erimeye yol açtıysa, cerrahi bir operasyon geçirmesi gerekir. Birtakım hastaların da kortizon kullanımında sorun olabiliyor. O hastaların da cerrahi tedavi alması gerekiyor. Bunun haricindeki herkese enjeksiyon uygulanabilir. Gebelerde bile rastgele bir olumsuz durum yaşanmaz.” halinde konuştu.
DİSKİN ETRAFINDAKİ ÖDEMİ AZALTIYOR
Fıtığa bağlı, hudut ve kas hasarı ya da ayaklarda zayıflık üzere bir durum çabucak hemen meydana gelmemişse, ultrason eşliğinde gerçekleştirilen bel fıtığı enjeksiyonunun 15 dakikada kişinin ağrılarına son verdiğini söyleyen Prof. Dr. Ömer Faruk Şendur, “Temel mantık, hastaya epeyce fazla ilaç vermek yerine yalnızca amaç dokuya vererek, diskin küçülmesini sağlayarak diskin etrafındaki dokuların ödemini azaltmak. Hasta enjeksiyon yapıldığı an rahatladığını hissediyor.” dedi.
Bel fıtığı enjeksiyonunun maksada yönelik olması açısından epeyce tesirli olduğunu belirten Prof. Dr. Şendur, “Temel gaye, diskin küçülmesini sağlayarak, diskin etrafındaki dokuların ödemini azaltmak. Bu sayede hacim olarak küçülen fıtık ve etrafındaki dokunun sıkıştırdığı sonun kurtulması sağlanıyor. Hastaya epeyce fazla ilaç vermek yerine sıkıntılı bölgeyi gaye alarak süreci yapıyor ve küçülmeyi sağlıyoruz. Bunu da ultrason eşliğinde gerçekleştiriyoruz. Kimi tabipler bu süreci skopi ismi verilen görüntüleme aygıtları altında yapar ki bu da ameliyathane ortamı ve hastanın ışın alacağı manasına gelir. halbuki ultrason eşliğinde yapılan bu çeşit enjeksiyonlar, 15-20 dakika üzere fazlaca kısa bir müddetde sonuç almamızı sağlıyor.” dedi.
TEK SEANSTA AĞRI YOK OLABİLİYOR
Poliklinik ortamında yapılan enjeksiyonun, tesirli ve nokta atışı yapılması durumunda tek seansta hastayı rahatlattığını lisana getiren Prof. Dr. Şendur, diye konuştu.
Her bel fıtığı hastasının bu süreç için uygun olmadığını da tabir eden Prof. Dr. Şendur, evvela hastanın ameliyat gerektirecek bir hasta olup olmadığının kıymetlendirilmesi gerektiğini söyleyerek, “Eğer hudut basısı sonun işlevini bozacak seviyede ise yani hasta hudut basısına bağlı olarak ayağında bir zayıflık hissediyorsa, gerek parmak ucu yürümede gerekse topuk üzeri yürümede kaslarında erimeye yol açtıysa, cerrahi bir operasyon geçirmesi gerekir. Birtakım hastaların da kortizon kullanımında sorun olabiliyor. O hastaların da cerrahi tedavi alması gerekiyor. Bunun haricindeki herkese enjeksiyon uygulanabilir. Gebelerde bile rastgele bir olumsuz durum yaşanmaz.” halinde konuştu.