Dünya Sepsis Günü kapsamında açıklamalarda bulunan Türk Ağır Bakım Uzmanları Derneği Lideri Prof. Dr. N. Defne Altıntaş, halk içinde kan zehirlenmesi oalrak bilinen sepsisin, bir enfeksiyon halinde bağışıklık sisteminin denetimsiz hale gelmesi ve kişinin organlarına hasar vermesi kararında oluştuğunu söylemiş oldu.
Bağışıklık sistemi zayıflamış, kronik hastalığı olan şahıslar, bebekler ve ileri yaşlarındaki bireyler yanında, sağlıklı bireylerde de ağır enfeksiyon halinde sepsis görülebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıntaş, erken teşhis temalıp, acil müdahale edilmediğinde, bu hastalığın oldukcalu organ yetmezliği ve mevtle sonuçlanabileceğini tabir etti.
KORONAVİRÜS SEPSİSİ TETİKLEYEBİLİYOR
Enfeksiyon geçiren bir kişinin öbür organlarındaki fonksiyonel bozuklukların sepsis kuşkusu olarak değerlendirilebileceğini belirten Prof. Dr. Altıntaş, bilinç durumunda değişiklik, teneffüsün bozulması, kalp suratında artış, çarpıntı, kan basıncında düşüklük, idrar çıkışında azalma, düşmeyen ateş ve titremenin sepsis için uyarıcı belirtiler olduğunu ve bu değişiklikler ortaya çıkıyorsa hastanın bir an evvel en yakın hastaneye başvurması gerektiğini söylemiş oldu.
Koronavirüsün birtakım hastalarda sepsis gelişmesine sebep olabildiğini söz eden Prof. Dr. Altıntaş, koronavirüs enfeksiyonunun seyrinde, ağır bakım gerektirecek boyutta ağır teneffüs düşüncesi, fazlacalu organ yetmezliği ve kritik olgularda şok tablosu gelişmesinin viral enfeksiyona bağlı sepsis olarak değerlendirilebileceğini ve kayıpların çoklukla bu hasta kümelerinden oluştuğunu söylemiş oldu.
“2-3 SANİYEDE BİR KİŞİ SEPSİS niçinİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR”
Halk içinde fazla bilinen bir rahatsızlık olmasa da epeyce fazla kişinin bu niçinle ömrünü kaybettiğini vurgulayan Prof. Dr. Altıntaş, “Sepsis, dünyada yılda yaklaşık 50 milyon civarında bireyi etkiliyor ve bu hastaların yaklaşık beşte biri ömrünü kaybediyor. Bir diğer sözle, her 2-3 saniyede bir kişinin sepsis niçiniyle ömrünü kaybettiğini biliyoruz. Ülkemizde de üç yıl evvel yapılan bir çalışmada, ağır bakımlarda yatan hastaların üçte birinden çoksının sepsis teşhisiyle izlendiği saptanmış.” halinde konuştu.
Sepsisi önlemek için evvela enfeksiyonların önlenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıntaş, sepsise niye olan hastalıkların birçoklarının aşıyla önlenebilen hastalıklar olduğunu, bu niçinle bu hastalıklardan korunmada toplumun aşılanmasının büyük kıymet taşıdığını, bunun yanında, el hijyeni ve enfeksiyon denetim kurallarına ahenk ve diyabet üzere kronik hastalıkların güzel yönetilmesinin hastalıktan korunmanın birincil kuralları içinde yer aldığını söylemiş oldu.
Antibiyotik direncinin de sepsis riskini artırdığını söyleyen Prof. Dr. Altıntaş, antibiyotiklerin hekim denetiminde kullanılmasının kıymet taşıdığını, uygun kullanılmadığında, hastaları tedavi etmediği üzere daha dirençli enfeksiyonlara yol açabileceğini kelamlarına ekledi.
Bağışıklık sistemi zayıflamış, kronik hastalığı olan şahıslar, bebekler ve ileri yaşlarındaki bireyler yanında, sağlıklı bireylerde de ağır enfeksiyon halinde sepsis görülebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıntaş, erken teşhis temalıp, acil müdahale edilmediğinde, bu hastalığın oldukcalu organ yetmezliği ve mevtle sonuçlanabileceğini tabir etti.
KORONAVİRÜS SEPSİSİ TETİKLEYEBİLİYOR
Enfeksiyon geçiren bir kişinin öbür organlarındaki fonksiyonel bozuklukların sepsis kuşkusu olarak değerlendirilebileceğini belirten Prof. Dr. Altıntaş, bilinç durumunda değişiklik, teneffüsün bozulması, kalp suratında artış, çarpıntı, kan basıncında düşüklük, idrar çıkışında azalma, düşmeyen ateş ve titremenin sepsis için uyarıcı belirtiler olduğunu ve bu değişiklikler ortaya çıkıyorsa hastanın bir an evvel en yakın hastaneye başvurması gerektiğini söylemiş oldu.
Koronavirüsün birtakım hastalarda sepsis gelişmesine sebep olabildiğini söz eden Prof. Dr. Altıntaş, koronavirüs enfeksiyonunun seyrinde, ağır bakım gerektirecek boyutta ağır teneffüs düşüncesi, fazlacalu organ yetmezliği ve kritik olgularda şok tablosu gelişmesinin viral enfeksiyona bağlı sepsis olarak değerlendirilebileceğini ve kayıpların çoklukla bu hasta kümelerinden oluştuğunu söylemiş oldu.
“2-3 SANİYEDE BİR KİŞİ SEPSİS niçinİYLE HAYATINI KAYBEDİYOR”
Halk içinde fazla bilinen bir rahatsızlık olmasa da epeyce fazla kişinin bu niçinle ömrünü kaybettiğini vurgulayan Prof. Dr. Altıntaş, “Sepsis, dünyada yılda yaklaşık 50 milyon civarında bireyi etkiliyor ve bu hastaların yaklaşık beşte biri ömrünü kaybediyor. Bir diğer sözle, her 2-3 saniyede bir kişinin sepsis niçiniyle ömrünü kaybettiğini biliyoruz. Ülkemizde de üç yıl evvel yapılan bir çalışmada, ağır bakımlarda yatan hastaların üçte birinden çoksının sepsis teşhisiyle izlendiği saptanmış.” halinde konuştu.
Sepsisi önlemek için evvela enfeksiyonların önlenmesi gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Altıntaş, sepsise niye olan hastalıkların birçoklarının aşıyla önlenebilen hastalıklar olduğunu, bu niçinle bu hastalıklardan korunmada toplumun aşılanmasının büyük kıymet taşıdığını, bunun yanında, el hijyeni ve enfeksiyon denetim kurallarına ahenk ve diyabet üzere kronik hastalıkların güzel yönetilmesinin hastalıktan korunmanın birincil kuralları içinde yer aldığını söylemiş oldu.
Antibiyotik direncinin de sepsis riskini artırdığını söyleyen Prof. Dr. Altıntaş, antibiyotiklerin hekim denetiminde kullanılmasının kıymet taşıdığını, uygun kullanılmadığında, hastaları tedavi etmediği üzere daha dirençli enfeksiyonlara yol açabileceğini kelamlarına ekledi.