Kendi kurtlarına yenik düşen insanlarla umutlu insanların açmaz dünyası

admin

Administrator
Yetkili
Admin
Global Mod
25 Eyl 2020
34,083
0
36
Kendi kurtlarına yenik düşen insanlarla umutlu insanların açmaz dünyası
doctype html>
Kendi kurtlarına yenik düşen insanlarla umutlu insanların açmaz dünyası

Filmi izlerken sanki Atlas dergisinin sayfalarında kaybolmuş gibi hissediyorum ki yanılmıyorum da. Yönetmen Seyit Çolak, yıllar önce hayalini kurduğu bu projeyi memleketimizin güzel ve gizli diyarlarından esinlenerek tamamlamış. Filmin bir diğer özelliği Bozcaada’da yaşayan senarist Güven Adıgüzel ile birlikte senaryoyu yazmış olmaları ama çoğu bir araya gelmeden.

Bir araya gelmeden hayatın gerçekliğine bu kadar uygun, ister taşra da ister şehirde olsun, insanın değişimi, değerleri ve hayattan beklentileri üzerine güzel bir sentez. İlk uzun metrajlı filmi, Moskova Film Festivali’nde boşuna övgü almıyor ve iki saat boyunca bizi perdeye kilitlemiyor!

Hikâye küçük bir adada geçiyor. Bu ada Isparta ilimizin, Şarkikaraağaç ilçesinin Gedikli köyü ve Beyşehir Gölü üzerindeki en büyük ada, Mada. Ve ağırlıklı balıkçılık yapan insanlar.

Filmde Onur Dilber karakterinin ailesine yağmur yağarken tek kat evlerinin saçakları altında korunmak için söylediği “Deli yağmurlar başladığı zaman” ile gelişiyor. Çünkü filmin açılış ve gelişme sahnesini oluşturan, karda bata çıkan ve yaşam mücadelesi veren sahneler, üçüncü kez karşımıza çıktığında sonuç kısmına evriliyor.

Dominantlığı ve her şeyde kendini var etme, arkadaşlarını bir personel gibi kullanma, aslında erkekler dünyasında da liderin kim olduğunu bize sunmakta. Çünkü Onur Dilber karakterinin çocuğu, eşi vardır. Evi, her şeyi vardır, hatta onun yüzünden vefat eden arkadaşının ölümü ardından bile acının, maddiyat ile yer değişmesi, eve bir kayık ile getirtilen küvet ile anlatılır.

Küvet, ölümü betimlerken aslında insanoğlunun nasıl bir anda her şeyi unutabildiğinin de bir yansımasıdır adeta. Yoksa gölün ortasında köylü insanın küvetle ne işi var!

Sonrası ise yine erkek egemen üzerinden çocuk sahip olamayan ve filmin başında Hz. İbrahim’in oğlunu kurban edişi gibi eğer bir evlatları olursa yine kayıkla getirilen koç kesilecektir. Baba adayı da hem çocuk ister hem o kurbanı kesebilecek gücü kendinde bulamaz. Çocuk henüz olmamıştır ama o, kesme provaları yapar. Her şey tek tek çözülür.

Koyunları ölümden kurtarmak için alınan kapan, Onur Dilber karakterinin bir gün çok sevdiği Çakır isimli köpeklerinin kurt tarafından ölümü ile çözülmeye başlar ve kurdun yavrusunu, çalıklar içinde bulur ve öldürür. Serkan Altıntaş karakteri ise onu saklayan, yani baba adayı olandır. Aslında kendi yavrusunu da saklamaktadır.

Kapan filmi, hırslarına yenik düşen bir baba ile baba olmak isteyen, yaşamı dar alanda geçen ama hayatı anlayış farklıları üzerine müthiş kurgulanmış. Serkan Altıntaş karakterinin parmaklarından namlu yaptığı sahne ve eşine dönüp dediği “Gözünü kırpamadan vurdu sanki karşısındaki düşmanıydı” derken insanoğlunun doğadaki vahşetini de sunmakta.

Film, doğurmanın ve aile olabilmenin çocukla olduğu ve kadınların anne olmayı “yeşermek” ve hayata dal vermek olarak biçimlediği, erkek egemen bir toplumda, ilkçağların avcı kültürüne de bir nevi götürmekte. Kaldı ki hayvanları anlamayışımız, bir kurdun insana neler öğretebileceğinin de açık şekli.

Çekimleri Ardahan ve Isparta’da geçen, bir ay süresince o kadar gerçek iş çıkarıp hastalanmalarına, hatta çekim aralarını hastanede tedavi ile geçiren ekibi yürekten kutluyoruz. (Yönetmen: Seyit Çolak. Senaryo: Seyit Çolak, Güven Adıgüzel. Görüntü yönetmeni: İlker Berke. Kurgu: Naim Kanat Oyuncular: Onur Dilber, Sami Aksu, Münibe Millet ve Serkan Altıntaş.)

Kapan filminin parlayan yıldızı, yönetmenin ilk filmi gibi kendisinin de ilk filmi olan Halit karakteriyle Yüksel Akça. Tabii özellikle halkımızın Seksenler dizisinden anımsayacağı Rıza Komiser karakteri ile Onur Dilber ve Serkan Altıntaş.

Dünya prömiyerini 41. Moskova Film Festivali’nde yapan ve övgü ile bahsedilen, ardından 3. Uluslararası Nepal Film Festivali'nde “En İyi Film”, 5. Uluslararası Saidia Film Festivali'nde “En İyi Film”, 9. Uluslararası Malatya Film Festivali'nde “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Müzik” (Ali Saran), 7. Uluslararası Antakya Film Festivali'nde “En İyi Yönetmen” seçilen haftanın en başarılı ve Türk yapımı filmi Kapan’ı izleyin.

Emel Seçen

Lütfen sizde bu eserle ilgili görüşlerinizi yazınız arkadaşlar, bilgi paylaştıkça çoğalır.