Salgının başlangıcından bu yana, koronavirüs enfeksiyonunun farklı insanlarda iddia edilemez biçimde ilerlediği kanıtlanmıştır. Ayrıyeten, başından beri uzmanlar, bu virüsün bilhassa yaşlılar ve diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıkları üzere altta yatan sıhhat sıkıntıları olan şahıslar için tehlikeli olduğu konusunda ihtarlarda bulunuyor. Bu kümenin, koronavirüsle enfekte olmaları durumunda önemli komplikasyonlar yaşama riski daha yüksek olarak görülüyor.
Daha evvelki biroldukca çalışmada, diyabet, kronik akciğer hastalığı ve ayrıyeten inflamatuar ve kalp ve damar hastalıkları üzere altta yatan sıhhat sıkıntılarına sahip şahısların olumsuz koronavirüs sonuçları açısından daha yüksek risk altında olduğu bildirilmiştir.
PIHTILAŞMA RİSKİNİ ARTIRIYOR
Yeni bir çalışma ise genetik olarak pıhtılaşma riski olanların, koronavirüs enfeksiyonuyla birlikte flebit ve tromboflebit yaşayabileceğini öne sürüyor. Flebit, bir damar iltihabıdır ve tromboflebit, bir kan pıhtısının oluşmasına ve bir yahut daha fazla damarı tıkamasına niye olan inflamatuar bir sureci söz eder. Bu ekseriyetle bacakları tesirler.
Avrupada 400 bin kişinin bilgileri incelenerek yapılan araştırmada, koronavirüs-pıhtılaşma münasebeti ile ilgili öne çıkan bulgular şöyleki:
– Bu çeşit bireylerde flebit ve tromboflebit riski yüzde 11 artar.
– Bu çeşit bireylerde bacakta kan pıhtılaşması riski yüzde 10 artar.
– Akciğerlerde kan pıhtılaşması riski de yüzde 12 artar.
MEVT ORANLARINI ARTIRIYOR
Araştırmacılar ayrıyeten genel koronavirüs hassaslığının bacaklarda ve akciğerlerde kan pıhtılaşması riskini artırdığını buldu. Bunlar mevt oranlarını kıymetli ölçüde artırır. Bunun haricinde araştırmada, makul özelliklere sahip şahısların de pıhtılaşma açısından yüksek risk altında olduğu bulnumuştur, bunlar;
– Viral enfeksiyonlarda ve kan pıhtılarında fazlaca kıymetli bir rol oynayan bir beyaz kan hücresi tipi olan lenfosit sayısında artış yaşayanlar.
– Şiddetli koronavirüs enfeksiyonu hadiselerinde yaygın olarak görülen düşük trombosit sayısı.
– Makus akciğer işlevi.
– Obezite, yüksek viseral yağ ve epeyce geniş bel etrafı.
Araştırmacılar, bu çalışmanın bulgularının yüksek riskli hastaları belirlemeye yardımcı olacağından umutlu. Lakin bu çalışmanın bulgularının biyolojik ve klinik bedelinin daha âlâ anlaşılması için daha fazla araştırmaya muhtaçlık olduğunu da söylüyorlar.
Daha evvelki biroldukca çalışmada, diyabet, kronik akciğer hastalığı ve ayrıyeten inflamatuar ve kalp ve damar hastalıkları üzere altta yatan sıhhat sıkıntılarına sahip şahısların olumsuz koronavirüs sonuçları açısından daha yüksek risk altında olduğu bildirilmiştir.
PIHTILAŞMA RİSKİNİ ARTIRIYOR
Yeni bir çalışma ise genetik olarak pıhtılaşma riski olanların, koronavirüs enfeksiyonuyla birlikte flebit ve tromboflebit yaşayabileceğini öne sürüyor. Flebit, bir damar iltihabıdır ve tromboflebit, bir kan pıhtısının oluşmasına ve bir yahut daha fazla damarı tıkamasına niye olan inflamatuar bir sureci söz eder. Bu ekseriyetle bacakları tesirler.
Avrupada 400 bin kişinin bilgileri incelenerek yapılan araştırmada, koronavirüs-pıhtılaşma münasebeti ile ilgili öne çıkan bulgular şöyleki:
– Bu çeşit bireylerde flebit ve tromboflebit riski yüzde 11 artar.
– Bu çeşit bireylerde bacakta kan pıhtılaşması riski yüzde 10 artar.
– Akciğerlerde kan pıhtılaşması riski de yüzde 12 artar.
MEVT ORANLARINI ARTIRIYOR
Araştırmacılar ayrıyeten genel koronavirüs hassaslığının bacaklarda ve akciğerlerde kan pıhtılaşması riskini artırdığını buldu. Bunlar mevt oranlarını kıymetli ölçüde artırır. Bunun haricinde araştırmada, makul özelliklere sahip şahısların de pıhtılaşma açısından yüksek risk altında olduğu bulnumuştur, bunlar;
– Viral enfeksiyonlarda ve kan pıhtılarında fazlaca kıymetli bir rol oynayan bir beyaz kan hücresi tipi olan lenfosit sayısında artış yaşayanlar.
– Şiddetli koronavirüs enfeksiyonu hadiselerinde yaygın olarak görülen düşük trombosit sayısı.
– Makus akciğer işlevi.
– Obezite, yüksek viseral yağ ve epeyce geniş bel etrafı.
Araştırmacılar, bu çalışmanın bulgularının yüksek riskli hastaları belirlemeye yardımcı olacağından umutlu. Lakin bu çalışmanın bulgularının biyolojik ve klinik bedelinin daha âlâ anlaşılması için daha fazla araştırmaya muhtaçlık olduğunu da söylüyorlar.