Galatasaray’da futbolculuk ve yardımcı antrenörlük bakılırsavlerinde bulunan Necati Ateş NTV’deki “Kırılma Anı” programda açıklamalarda bulundu.
“Galatasaray’a transfer olmam hayatımın kırılma anıydı. Çocukluğumuz mahalle içinde top oynamakla geçti. Klasik tahminen fakat bu biçimdeydi. Okul bahçeleri futbolculuğu bize açtı. Düşmeler, kalkmalar vardı. Bunların hiç biri artık yok. Mahallelerde çocukları fazlaca az görüyoruz. Sokak kültürü bir çocuğun gelişimi için epeyce kıymetlidir.”
“18’e daha yeni girecektim. Çocuktum. Galatasaray efsanelerine karşı oynadık. Altay kümemiz var. Onlardan daha hala kopmadım. İzmir’e masraf maçlar izleriz. Tahir abi, Orhan abi… Birçoğuyla hala beraberyiz. Buradaki çocuk oyuna girecek. Fatih Terim’in önünden geçtim. Hocayla göz göze geldim. Elini sırtıma attı ve ‘Başarılar oğlum’ dedi. Hocanın önünden geçerken ayaklarım titremişti.”
“Fatih Terim bir baba gibidir”
“Fatih Terim bana her vakit inandı ve güvendi. İnsanlığıma, yeteneğime, adamlığıma güvendi. Hocam ne derse Necati onu yapar. Her vakit yanında olur. hiç bir vakit elini benden çekmedi. Ben de hiç bir vakit hocamdan elimi çekmem. Fatih Terim bir baba üzeredir. Öz babam nasılsa, Terim de tıpkı kıymettedir.”
“Adana’ya gitmedilk evvel Harika Lig grupları beni istedi”
“Adana’ya gitmedilk evvel de Üstün Lig grupları beni istedi. Ben 1 yıl daha oynayıp daha hazır gitmek istedim. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor istedi. Tabi Fatih Terim istedikten daha sonra bütün kapıları kapatıyorsun.”
“Galatasaray’a imza atacağım vakit inanılmaz bir dilek ve istek vardı. Fatih Terim ile çalışacaksınız! Nasıl ileri giderim, kupalar kazanırım? Bunları hesaplayarak geliyorsunuz. Kazandıklarımın hepsini Galatasaray’da kazandım. Altay’ın yeri diğerdir. Lakin Galatasaray içine işliyor insan. Eski Ali Sami Yen de apayrıydı. O ruh, kemiklerine kadar işliyordu. Galatasaraylı Necati olarak anılmak mükemmel. Bunun verdiği doyum apayrı.”
2005 Türkiye kupası finali hakkında konuşan Necati Ateş, “Fenerbahçe’ye attığım birinci gol değil. Bu maçta harika oynamıştım. 2 asist ve 1 gol attım. Şahane bir gündü. Asıl Galatasaraylı olduğum maç Ali Sami Yen Stadı’nda attığım goldü. Hem Servet birebir vakitte Rüştü ağabeyi geçerek attığım gol beni Galatasaraylı yaptı. Ali Sami Yen’in titrediğini o gün hissettim. Bu maç da olağanüstüydü tabi. 6 olabilirdi, 7 de olabilirdi! Hala içimde acısı. Ribery fazlaca yorulmuştu. Ben de oyundan çıktım. Ben oyundan çıkmasam farklı olurdu.” ifadesinde bulundu.
“Türkiye’nin açık orta en uygun kulübü Galatasaray’dır
“Fenerbahçe’ye gol atmak onun büyüklüğünden kaynaklanıyor. Fenerbahçe’ye gol attığında da kıymetli oluyor, kazandığın kupalar da bedelli oluyor. Başarılarıma baktığınız vakit birçoklarında Fenerbahçe var. Türkiye’nin epey büyük iki kulübünden bahsediyoruz. Türkiye’nin açık orta en büyük kulübü Galatasaray’dır. Gelmiş geçmiş en büyük kulüp Real Madrid’dir. Kendi liginde epey başarılı olduğu için değildir. 13 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu vardır. Galatasaray’ın en yeterli olması da başarılarındandır.”
“Hasan Şaş ile fazlaca yeterli anlaştım. Ayhan ve Ergün ağabey ile epeyce uygun anlaşırdım. daha sonra Selçuk ve Elmander ile fazlaca âlâ anlaşırdım. Çok özel oyuncularla oynadım. Altan Aksoy ile epeyce âlâ anlaşırdım, Hayati Köse var. Antalya’da Orhan Ak, Yalçın Ayhan… İsmini sayamadığım biroldukca oyuncu var. Galatasaray bizi epey diğer noktaya götürdü. Evvelden ivedi ederdim. Galatasaray’da daha farklı olduk. Daha âlâ oyuncularla oynamak sizi öteki bir düzeye çıkarıyor.”
2005-2006 döneminin en güzel dönemi olduğuna değinen eski ulusal futbolcu, “Galatasaray’daki en âlâ dönemim bu dönemdi. Ligde 18 gol atmıştım galiba. Toplamda 20’in üzerinde gol atmıştım. Bu şampiyonluk benim birinci şampiyonluğum. Ali Sami Yen’de olması da değişik bir histi. Eski Ali Sami Yen ile artık içinde konuşacak epeyce fazla şey yok. Bu stadın Türkiye tarihli yeri başka. Üstün Kupa, UEFA Kupası… Yoldan geçince o stadı gorememek bana acı veriyor. Lakin dünya bu biçimde. Bernabeu’yu yıkmıyorlar, üzerine inşaa ediyorlar. Camp Nou da o denli. Muvaffakiyetlerin yaşandığı statlar öteki yere koyulmalı.” dedi.
“Aziz Yıldırım o stadın yapılmasında büyük emek gösterdi”
“Aziz Yıldırım o stadın yapılmasında büyük emek gösterdi. Bir tribünü bir yere, bir tribünü diğer yere yaptırıyordu. Kentin göbeğinde ve eski yerinde oldu. Ben isterdim ki Ali Sami Yen’in olduğu yere bir stat çıkabilmesi. Birtakım koşullar onu getirmedi.”
Bir periyot Galatasaray’da istenmemesi üzerine Ateş, “İçeriğine epeyce girmek istemiyorum. Yöneticiler değişti, bir şeyler oldu. Özhan Canaydın rahatsızdı. Dertlerimiz vardı aile içinde. Takım dışı kaldım. Benim de kusurlarım vardır. Çok net bir beşerim. İnsanların duymak istemediği şeyler oldu. Yöneticilerle frekansımız tutmamıştı ve maalesef ayrılmak zorunda kalmıştım.” ifadelerini kullandı.
10 numaralı formasının Lincoln’e verilmesi üzerine Necati Ateş, “Bir oyuncu sahiptir formaya. Gelir rica edersin. ‘Necati, 10 numara benim için fazlaca özel. Ben giyebilir miyim?’ dese ben esasen veririm. Samimi söylüyorum. Ben 35 giydim, 25 giydim. Döndüm, 77 giydim. Numaranın özelliği yok, ortasındaki adam özel. 77 de özdeşleşmişti benle. Bir formayı benden zorla almak! Türk futbolcusun ve zorla alınıyor. Özhan Canaydın, ’10 numaralı sen hak ediyorsun. Sen giyeceksin’ diyerek vermişti.” dedi.
“Fatih Tabirin herkese tesiri var”
“Hocamın itimadını boşa çıkarmayacağımı söylemiştim. Fatih Terim’i konuşmanın fazlaca büyük bir manası yok. Fatih Terim, Türk futboluna dokundu. Necati’ye dokunması ne ki? Beni değişik bir düzeye getirdi. Ülke futboluna epey dokundu. Türk futbolundaki birçok beşerle konuşun, anlata anlata bitiremez. Drogba üzere bir oyuncu da bunu söylemiş oldu. Benim ömrüme fazlaca tesiri var. Fatih Terim’in herkese tesiri var. Sayamayacağınız biroldukça ismin sırtında Fatih Terim’in eli vardır.” açıklamalarında bulundu.
“Galatasaray’a transfer olmam hayatımın kırılma anıydı. Çocukluğumuz mahalle içinde top oynamakla geçti. Klasik tahminen fakat bu biçimdeydi. Okul bahçeleri futbolculuğu bize açtı. Düşmeler, kalkmalar vardı. Bunların hiç biri artık yok. Mahallelerde çocukları fazlaca az görüyoruz. Sokak kültürü bir çocuğun gelişimi için epeyce kıymetlidir.”
“18’e daha yeni girecektim. Çocuktum. Galatasaray efsanelerine karşı oynadık. Altay kümemiz var. Onlardan daha hala kopmadım. İzmir’e masraf maçlar izleriz. Tahir abi, Orhan abi… Birçoğuyla hala beraberyiz. Buradaki çocuk oyuna girecek. Fatih Terim’in önünden geçtim. Hocayla göz göze geldim. Elini sırtıma attı ve ‘Başarılar oğlum’ dedi. Hocanın önünden geçerken ayaklarım titremişti.”
“Fatih Terim bir baba gibidir”
“Fatih Terim bana her vakit inandı ve güvendi. İnsanlığıma, yeteneğime, adamlığıma güvendi. Hocam ne derse Necati onu yapar. Her vakit yanında olur. hiç bir vakit elini benden çekmedi. Ben de hiç bir vakit hocamdan elimi çekmem. Fatih Terim bir baba üzeredir. Öz babam nasılsa, Terim de tıpkı kıymettedir.”
“Adana’ya gitmedilk evvel Harika Lig grupları beni istedi”
“Adana’ya gitmedilk evvel de Üstün Lig grupları beni istedi. Ben 1 yıl daha oynayıp daha hazır gitmek istedim. Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor istedi. Tabi Fatih Terim istedikten daha sonra bütün kapıları kapatıyorsun.”
“Galatasaray’a imza atacağım vakit inanılmaz bir dilek ve istek vardı. Fatih Terim ile çalışacaksınız! Nasıl ileri giderim, kupalar kazanırım? Bunları hesaplayarak geliyorsunuz. Kazandıklarımın hepsini Galatasaray’da kazandım. Altay’ın yeri diğerdir. Lakin Galatasaray içine işliyor insan. Eski Ali Sami Yen de apayrıydı. O ruh, kemiklerine kadar işliyordu. Galatasaraylı Necati olarak anılmak mükemmel. Bunun verdiği doyum apayrı.”
2005 Türkiye kupası finali hakkında konuşan Necati Ateş, “Fenerbahçe’ye attığım birinci gol değil. Bu maçta harika oynamıştım. 2 asist ve 1 gol attım. Şahane bir gündü. Asıl Galatasaraylı olduğum maç Ali Sami Yen Stadı’nda attığım goldü. Hem Servet birebir vakitte Rüştü ağabeyi geçerek attığım gol beni Galatasaraylı yaptı. Ali Sami Yen’in titrediğini o gün hissettim. Bu maç da olağanüstüydü tabi. 6 olabilirdi, 7 de olabilirdi! Hala içimde acısı. Ribery fazlaca yorulmuştu. Ben de oyundan çıktım. Ben oyundan çıkmasam farklı olurdu.” ifadesinde bulundu.
“Türkiye’nin açık orta en uygun kulübü Galatasaray’dır
“Fenerbahçe’ye gol atmak onun büyüklüğünden kaynaklanıyor. Fenerbahçe’ye gol attığında da kıymetli oluyor, kazandığın kupalar da bedelli oluyor. Başarılarıma baktığınız vakit birçoklarında Fenerbahçe var. Türkiye’nin epey büyük iki kulübünden bahsediyoruz. Türkiye’nin açık orta en büyük kulübü Galatasaray’dır. Gelmiş geçmiş en büyük kulüp Real Madrid’dir. Kendi liginde epey başarılı olduğu için değildir. 13 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu vardır. Galatasaray’ın en yeterli olması da başarılarındandır.”
“Hasan Şaş ile fazlaca yeterli anlaştım. Ayhan ve Ergün ağabey ile epeyce uygun anlaşırdım. daha sonra Selçuk ve Elmander ile fazlaca âlâ anlaşırdım. Çok özel oyuncularla oynadım. Altan Aksoy ile epeyce âlâ anlaşırdım, Hayati Köse var. Antalya’da Orhan Ak, Yalçın Ayhan… İsmini sayamadığım biroldukca oyuncu var. Galatasaray bizi epey diğer noktaya götürdü. Evvelden ivedi ederdim. Galatasaray’da daha farklı olduk. Daha âlâ oyuncularla oynamak sizi öteki bir düzeye çıkarıyor.”
2005-2006 döneminin en güzel dönemi olduğuna değinen eski ulusal futbolcu, “Galatasaray’daki en âlâ dönemim bu dönemdi. Ligde 18 gol atmıştım galiba. Toplamda 20’in üzerinde gol atmıştım. Bu şampiyonluk benim birinci şampiyonluğum. Ali Sami Yen’de olması da değişik bir histi. Eski Ali Sami Yen ile artık içinde konuşacak epeyce fazla şey yok. Bu stadın Türkiye tarihli yeri başka. Üstün Kupa, UEFA Kupası… Yoldan geçince o stadı gorememek bana acı veriyor. Lakin dünya bu biçimde. Bernabeu’yu yıkmıyorlar, üzerine inşaa ediyorlar. Camp Nou da o denli. Muvaffakiyetlerin yaşandığı statlar öteki yere koyulmalı.” dedi.
“Aziz Yıldırım o stadın yapılmasında büyük emek gösterdi”
“Aziz Yıldırım o stadın yapılmasında büyük emek gösterdi. Bir tribünü bir yere, bir tribünü diğer yere yaptırıyordu. Kentin göbeğinde ve eski yerinde oldu. Ben isterdim ki Ali Sami Yen’in olduğu yere bir stat çıkabilmesi. Birtakım koşullar onu getirmedi.”
Bir periyot Galatasaray’da istenmemesi üzerine Ateş, “İçeriğine epeyce girmek istemiyorum. Yöneticiler değişti, bir şeyler oldu. Özhan Canaydın rahatsızdı. Dertlerimiz vardı aile içinde. Takım dışı kaldım. Benim de kusurlarım vardır. Çok net bir beşerim. İnsanların duymak istemediği şeyler oldu. Yöneticilerle frekansımız tutmamıştı ve maalesef ayrılmak zorunda kalmıştım.” ifadelerini kullandı.
10 numaralı formasının Lincoln’e verilmesi üzerine Necati Ateş, “Bir oyuncu sahiptir formaya. Gelir rica edersin. ‘Necati, 10 numara benim için fazlaca özel. Ben giyebilir miyim?’ dese ben esasen veririm. Samimi söylüyorum. Ben 35 giydim, 25 giydim. Döndüm, 77 giydim. Numaranın özelliği yok, ortasındaki adam özel. 77 de özdeşleşmişti benle. Bir formayı benden zorla almak! Türk futbolcusun ve zorla alınıyor. Özhan Canaydın, ’10 numaralı sen hak ediyorsun. Sen giyeceksin’ diyerek vermişti.” dedi.
“Fatih Tabirin herkese tesiri var”
“Hocamın itimadını boşa çıkarmayacağımı söylemiştim. Fatih Terim’i konuşmanın fazlaca büyük bir manası yok. Fatih Terim, Türk futboluna dokundu. Necati’ye dokunması ne ki? Beni değişik bir düzeye getirdi. Ülke futboluna epey dokundu. Türk futbolundaki birçok beşerle konuşun, anlata anlata bitiremez. Drogba üzere bir oyuncu da bunu söylemiş oldu. Benim ömrüme fazlaca tesiri var. Fatih Terim’in herkese tesiri var. Sayamayacağınız biroldukça ismin sırtında Fatih Terim’in eli vardır.” açıklamalarında bulundu.