Her hafta, sahne heyecanını paylaşan sanatkarların, hem birbirlerine merak ettiklerini sordukları birebir vakitte sahne tozu yutmanın kendileri için manasını paylaştıkları Güçlü PSM’nin Youtube serisi “Sahne Tozu Yutanlar”da bu hafta; hem tiyatro sahnesinin birebir vakitte ekranların sevilen isimleri Cansel Elçin ve Serhan Onat keyifli sohbetleriyle kamera karşısına geçiyor.
İçinden geçtiğimiz süreçle birlikte tiyatro performanslarının askıya alınmasının kendileri için nasıl bir müddetç yarattığını anlatan deneyimli sanatkarlar; hem pandemi sürecinin kendileri için nasıl bir tecrübe olduğunu tıpkı vakitte sahneye dair anılarını keyifli bir sohbetle izleyicilerle paylaştılar. Oyunculuğu kadar güzelliğiyle da dikkatleri üzerine çeken Serhan Onat; “Ben kendimi güzel bulmuyorum aslında. Brad Pitt’inki üzere bir meslek yolu çizmek istiyorum kendime. Kaşınızın gözünüzün hoş olması genetikle alakalı ancak temel kıymetli olan o hoşluğu kırıp kendini çirkinleştirebilmekte yatıyor. Bunu bize sağlayan da metin oluyor. Metin şayet olmazsa bizler de yokuz.” kelamlarını sarf etti. Türkiye televizyon ve dizi kesiminin çoğunlukla tercih ettiği “yakışıklı” erkek rollerini oynarken daha fazlaca zorlandığını da anlatan Onat; “Bunu menajerime de söylemiş oldum. O şekil rollerde ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl durmalıyım elimi kolumu nereye koymalıyım diye düşünüyorum.” dedi.
Pandemi haberini bir arada prova sürecinde oldukları bir oyun esnasında aldıklarını da anlatan ikiliden Cansel Elçin, kendisinin tiyatro ile kurduğu bağı; “Özellikle alışılmamış bulunmasına dair bir dürtüyle yaklaşmıyorum oyunlara. Değerli olan okuduğum metnin beni heyecanlandırması. Bizler biraz da bunun için yapıyoruz bu mesleği. İnsanlara bakın bu biçimde bir şey de var diyebilmek için. Empati kurmalarına yardımcı olabilmek için.” kelamlarıyla anlattı. Sahneye birinci çıktığı ana dair hatırladıklarını da paylaşan Elçin; “O kalabalığın önünde hayli korktuğumu ve kendimi çıplak hissettiği hatırlıyorum. Kendinle yüzleşme üzere bir şeydi aslında. Asıl kıymetli olan da bu yüzleşmeden daha sonra sonraki gün o sahneye bir daha dönebilmekti.” tabirlerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı
İçinden geçtiğimiz süreçle birlikte tiyatro performanslarının askıya alınmasının kendileri için nasıl bir müddetç yarattığını anlatan deneyimli sanatkarlar; hem pandemi sürecinin kendileri için nasıl bir tecrübe olduğunu tıpkı vakitte sahneye dair anılarını keyifli bir sohbetle izleyicilerle paylaştılar. Oyunculuğu kadar güzelliğiyle da dikkatleri üzerine çeken Serhan Onat; “Ben kendimi güzel bulmuyorum aslında. Brad Pitt’inki üzere bir meslek yolu çizmek istiyorum kendime. Kaşınızın gözünüzün hoş olması genetikle alakalı ancak temel kıymetli olan o hoşluğu kırıp kendini çirkinleştirebilmekte yatıyor. Bunu bize sağlayan da metin oluyor. Metin şayet olmazsa bizler de yokuz.” kelamlarını sarf etti. Türkiye televizyon ve dizi kesiminin çoğunlukla tercih ettiği “yakışıklı” erkek rollerini oynarken daha fazlaca zorlandığını da anlatan Onat; “Bunu menajerime de söylemiş oldum. O şekil rollerde ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl durmalıyım elimi kolumu nereye koymalıyım diye düşünüyorum.” dedi.
Pandemi haberini bir arada prova sürecinde oldukları bir oyun esnasında aldıklarını da anlatan ikiliden Cansel Elçin, kendisinin tiyatro ile kurduğu bağı; “Özellikle alışılmamış bulunmasına dair bir dürtüyle yaklaşmıyorum oyunlara. Değerli olan okuduğum metnin beni heyecanlandırması. Bizler biraz da bunun için yapıyoruz bu mesleği. İnsanlara bakın bu biçimde bir şey de var diyebilmek için. Empati kurmalarına yardımcı olabilmek için.” kelamlarıyla anlattı. Sahneye birinci çıktığı ana dair hatırladıklarını da paylaşan Elçin; “O kalabalığın önünde hayli korktuğumu ve kendimi çıplak hissettiği hatırlıyorum. Kendinle yüzleşme üzere bir şeydi aslında. Asıl kıymetli olan da bu yüzleşmeden daha sonra sonraki gün o sahneye bir daha dönebilmekti.” tabirlerini kullandı.
Hibya Haber Ajansı