Saraylar saltanatlar çöker, bir gün bu zulüm biter
5 yıl evvel yayınlanan “Şahane Bir Şey Yaşamak” müziği niçiniyle tenkitlerin amacı olan Sezen Aksu ile katıldığı bir televizyon programındaki konuşmalara ait “Cumhurbaşkanı’na hakaret” kabahatinden tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş için yüreğimiz acıyor son günlerde.
Yaratılan kaygı ikliminin önü daha ne kadar açılacak inanın epeyce merak ediyorum.
Husus aslında Sezen Aksu değil.
Mevzu Sedef Kabaş da değil.
Husus ne biliyor musunuz?
Her gün daha totaliterleşen rejimde safları sıklaştırmak.
İnanın her gün daha sertleşecek, her gün baskıyı daha da artıracaklar.
Şayet aklı selim galip gelmezse bu şiddet ve kaygı iklimi kanımca seçime kadar devam edecek.
Son senelerda ülkenin tek bir elden yönetilmesi niçiniyle olabilecek tehlikeler karşısında daima ikazlarda bulunduk.
Kuvvetler ayrılığının yok olduğu, yargının bağımsızlığını kaybettiği bir yerde yaşadıklarımız bu niçinle tesadüf değil!
Önümüzdeki örnekten yola çıkarak farz-ı misal Sezen Aksu yüzde 100 haksız diyelim.
“O lisanı koparmak nazaranvimiz” diye demeç vermek hiç olur mu?
Bir Cumhurbaşkanı’nın ağzından birebir vakitte direkt amaç göstererek.
Sayın Erdoğan hatırlayın siz okuduğunuz bir şiirden dolayı tutuklanmıştınız.
Bir müzik niçiniyle Sezen Aksu’nun lisanını kopartmak istemek, “Erdoğan’ın askerleri” kelamlarından ötürü Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına göz yummak yakıştı mı hiç bu ülkeye?
Sezen Aksu’ya yapılanlar için ne kadar üzgün isek gecenin bir vakti konutuna baskın düzenlenerek eşi ve çocukları önünde gözaltına alınan ve çabucak sonrasında tutuklanan Sedef Kabaş için de üzgünüz.
Gecenin bir yarısı bu kadar büyük ne cürüm işlemiş olabilir ki Sedef Kabaş birebir vakitte aile fertlerinin gözü önünde bu biçimde bir haksızlığa maruz kalsın.
Sezen Aksu tüm bu yaşananlar akabinde;
“Kim yolcu kim hancı / dur bakalım / beni öldüremezsin / sesim sazım kelamım var benim / ben derken ben herkesim” demiş.
Evet Sezen Aksu da Sedef Kabaş da özetlemek gerekirsesı bu topraklarda haksızlığa uğramış tüm bayanlar da bu ülkenin herkesi, herşeyi…
Uzun lafın kısası bugünler de geçer elbette
Şair Adnan Yücel’in şiirinde dediği üzere:
Saraylar saltanatlar çöker, bir gün bu zulüm biter.
Menekşeler de açılır üstümüzde leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler…
5 yıl evvel yayınlanan “Şahane Bir Şey Yaşamak” müziği niçiniyle tenkitlerin amacı olan Sezen Aksu ile katıldığı bir televizyon programındaki konuşmalara ait “Cumhurbaşkanı’na hakaret” kabahatinden tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş için yüreğimiz acıyor son günlerde.
Yaratılan kaygı ikliminin önü daha ne kadar açılacak inanın epeyce merak ediyorum.
Husus aslında Sezen Aksu değil.
Mevzu Sedef Kabaş da değil.
Husus ne biliyor musunuz?
Her gün daha totaliterleşen rejimde safları sıklaştırmak.
İnanın her gün daha sertleşecek, her gün baskıyı daha da artıracaklar.
Şayet aklı selim galip gelmezse bu şiddet ve kaygı iklimi kanımca seçime kadar devam edecek.
Son senelerda ülkenin tek bir elden yönetilmesi niçiniyle olabilecek tehlikeler karşısında daima ikazlarda bulunduk.
Kuvvetler ayrılığının yok olduğu, yargının bağımsızlığını kaybettiği bir yerde yaşadıklarımız bu niçinle tesadüf değil!
Önümüzdeki örnekten yola çıkarak farz-ı misal Sezen Aksu yüzde 100 haksız diyelim.
“O lisanı koparmak nazaranvimiz” diye demeç vermek hiç olur mu?
Bir Cumhurbaşkanı’nın ağzından birebir vakitte direkt amaç göstererek.
Sayın Erdoğan hatırlayın siz okuduğunuz bir şiirden dolayı tutuklanmıştınız.
Bir müzik niçiniyle Sezen Aksu’nun lisanını kopartmak istemek, “Erdoğan’ın askerleri” kelamlarından ötürü Sedef Kabaş’ın tutuklanmasına göz yummak yakıştı mı hiç bu ülkeye?
Sezen Aksu’ya yapılanlar için ne kadar üzgün isek gecenin bir vakti konutuna baskın düzenlenerek eşi ve çocukları önünde gözaltına alınan ve çabucak sonrasında tutuklanan Sedef Kabaş için de üzgünüz.
Gecenin bir yarısı bu kadar büyük ne cürüm işlemiş olabilir ki Sedef Kabaş birebir vakitte aile fertlerinin gözü önünde bu biçimde bir haksızlığa maruz kalsın.
Sezen Aksu tüm bu yaşananlar akabinde;
“Kim yolcu kim hancı / dur bakalım / beni öldüremezsin / sesim sazım kelamım var benim / ben derken ben herkesim” demiş.
Evet Sezen Aksu da Sedef Kabaş da özetlemek gerekirsesı bu topraklarda haksızlığa uğramış tüm bayanlar da bu ülkenin herkesi, herşeyi…
Uzun lafın kısası bugünler de geçer elbette
Şair Adnan Yücel’in şiirinde dediği üzere:
Saraylar saltanatlar çöker, bir gün bu zulüm biter.
Menekşeler de açılır üstümüzde leylaklar da güler.
Bugünlerden geriye, bir yarına gidenler kalır
Bir de yarınlar için direnenler…