Vurmak nedir? Vurmak ne demek?

Vurmak tanımı, anlamı:

• Hızla çarpmak.
• Sırtına, omzuna yerleştirmek.
• Elini veya elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla çarpmak.
• Olduğundan başka biçimde görünmek.
• Kalp, vuru durumunda olmak, çarpmak.
• Takmak, koymak, bağlamak
• Desteklemek, dayamak.
• Ses çıkarmak için bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca çarpmak.
• Amaçladığı şeye rast getirmek.
• Silahla yaralamak, öldürmek.
• Herhangi bir biçimde haksız yoldan para almak, soymak.
• Olumsuz yönde etkilemek.
• Bağlama, ilişkilendirmek.
• Manevi olarak yaralamak.
• Kadeh tokuşturmak.
• Duyulmak, hissedilmek.
• İçki içmek.
• Dokunmak, hasta etmek.
• Soğuk, dolu vb. ürünlere zarar vermek.
• Piyango vb. çıkmak, isabet etmek.
• Uygulamak, basmak, koymak.
• Çıkmak.
• Bir şeyi başka bir şey üzerine koymak.
• Tavla oyununda pulu kırmak.
• Batıcı veya kesici cisimleri saplamak, kakmak.
• Sürmek.
• Etkisi bir yere kadar uzanmak.
• Ses çıkarmak, ses vermek, çalmak.
• Çarpma işlemini yapmak.
• Üzerinde görünmek, üzerine düşmek, yansımak, aksetmek.
• Hızla değmek, çarpmak.

"Vurmak" ile ilgili cümle içerisindeki kullanıma örnekler

• "Bizim evin bacası çekmiyor. Bütün kış, maaile kömür vuruyor bizi bu yüzden." - N. Hikmet
• "Deliliğe vurmak."
• "Birinin on milyon lirasını vurmak."
• "Su dışarı vurdu."
• "Bohçacı ve yazmacı kadınların tuhaflığına vurarak etrafını alırlar." - R. H. Karay
• "Kapılarını vurmadan, kartını göstermeden, kademeye aldırmadan odalara giriyor." - R. H. Karay
• "Dolu, bu yıl ekinlerin çoğunu vurmuş." - F. Otyam
• "Masaya vurmak. Birinin başına vurmak."
• "Seni buradan ellerine kelepçe, ayaklarına zincir vurup öyle götürecekler!" - Y. K. Karaosmanoğlu
• "Ayağını güm güm yere vurarak."
• "Yıkık damından içeriye parça parça güneş vurur." - R. H. Karay
• "Hamalın biri sırtına koca bir ayna vurmuş götürüyordu." - H. Taner
• "Akşam olunca kapının desteğini vurduk."
• "Kalbi öylesine kopacakmış gibi vuruyordu." - H. Taner
• "Bir gün kızı kurtarmışlar, ayıyı vurmuşlar." - H. E. Adıvar
• "Damga vurmak."
• "Kolumu duvara vurmuşum."
• "Bıçak vurmak."
• "Duvara boya, tahtaya cila vurmak. Yakı vurmak."
• "Kriz kitap dünyasını da vurdu."
• "İkiyi dörde vurursak sekiz eder."

Vurmak ile ilgili Atasözü, Deyimler, Birleşik Sözler veya Fiiller

• Dışa vurum: Ruhsal olayların belli işaret veya tasvirlerle yansıtılması, insan ruhunun algılanabilecek biçimde kendini dışa yansıtması, ifade, dış vurum.
• Vur aşağı tut yukarı: uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek
• Vur patlasın, çal oynasın: aşırı zevk ve eğlenceyi anlatan bir söz.
• Vur dediyse öldür demedi: bir dileği yerine getirirken aşırılığa düşen için söylenen bir söz.
• Vurdukça tozumak: üzerinde çalışıldıkça, işlendikçe işi artmak.
• Vurup kafayı yatmak (veya uyumak): uykusu geldiğinde hemen yatmak.
• Vurtut: Silahla yaratılan kargaşalık. Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek.
• Vurkaç: Birden saldırıp hemen kaybolma.
• Vurduğu yerden ses gelmek: çok kuvvetli vurmak, eli ağır olmak.
• Vur abalıya: bütün özverinin yumuşak huylu kişiye yüklenmesi, sessiz, güçsüz kişinin hırpalanması, hakkının çiğnenmesi durumunda söylenen bir söz.
• Başvurmak: Bir işin yapılması için bir kimsenin aracılığını istemek. Bir şeye yararlanmak amacıyla el atmak. Bilgi sahibi olmak için bir kaynağı kullanmak, müracaat etmek. Bir işe girmek, bir sınava katılmak vb. konularda müracaatta bulunmak. İsteği, dileği belirtmek için herhangi bir işlem başlatmak.

Vurmak hakkında resimler
(Resimleri Göster)

Vurmak ile ilgili diğer yazılar

• Çocuğa şaplak vurmak yasaklandı
• Rüyada Vurmak Görmek
• Baltayı taşa vurmak ne demek
• Baltayı Taşa Vurmak Deyiminin Anlamı
• Ağıza Kilit Vurmak Deyiminin Anlamı
• Damgasını vurmak ne demek
• Açığa Vurmak Deyiminin Anlamı