Ekrem İmamoğlu’ndan Bakan Yardımcısına İsmail Çataklı’ya karşılık
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçisi ile yediği yemeğe ait MOBESE manzaralarının yayınlanması ile ilgili açıklaması niçiniyle İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’ya reaksiyon gösterdi. İmamoğlu, “O liyakatsiz kişiselyet bakan yardımcılığı yapsın. Ahlaksızlığa adım atmasın. Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil” dedi.
İBB Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Meydanı’nda restore edilen 3. Ahmet Çeşmesi’nin açılışı ötürüsıyla düzenlenen merasime katıldı. İmamoğlu, merasimin akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Valiliği’nin İstanbul Vakfı’nın İSBAK’ın kioskları aracılığıyla yapılan yardım toplama faaliyetiyle ilgili yasal süreç başlatmasıyla ilgili soru üzerine şunları söylemiş oldu:
“NEZAKETE DAVET EDİYORUM”
“Arkadaşlarım süreci takip ediyorlar. İstanbul Vakfı, yaklaşık 30 yılı aşkın her belediye liderinin hayır işleri için kullandığı bir vakıf. Bu vakfımız şu an fazlaca kıymetli, hoş işlere imza atıyor. Ne yazık ki bu biçimde aylardır maaşı ödenmemiş çalışanın maaşı bile ödenmemiş bir biçimde devraldığımız bir vakıftı. Artık 100 binlerce insanımıza kurban eti dağıtabilen, binlerce insanımıza burs imkânı sağlayabilen epeyce faydalı işlere, eğitimle ilgili işlere imza atabilen bir vakfa dönüştü. Vakfımızın öğrenci burslarıyla ilgili gayretine açıkçası aldığım türel ayrıntılarda eksikliği bulmak için nereden baktığınıza bağlı.
İstanbul Vakfı, İBB’nin vakfı olduğu üzere valilikten temsilcisi bile var. Arayıp, sormama nezaketsizliğini gösteren hangi mülki yönetimci var ise onları hukuka, adalete ve kamuya hizmet etme gayretinde olan kurumlara olan nezakete davet ediyorum. Bu vakıf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul halkının vakfı. İnceleyeceğim, bakacağım ve gerekli şahısları de aramaktan imtina etmem, ararım. Valiliğe bu sorumu soracağım motamot bu halde.”
“ŞEFFAFÇA PAYLAŞTIĞIMIZ BİR ŞEYLE İLGİLİ BU FORMDA MÜDAHALE ETME DENSİZLİĞİNİ GÖSTERMEK YALNIZCA ŞOV”
Ekrem İmamoğlu, biroldukça noktada farklı tarzlarla yardım toplayan vakıf ve dernek bulunduğuna işaret eden İmamoğlu, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bunu kimi vakit bir bakkal dükkanının tezgahında görürsünüz, bir marketin kasasının yanında görürsünüz. Ben bunlara bir operasyon düzenlendiğini, polisin baskın yapar üzere gidip bu kutuları topladığını hiç yaşamadım. İBB’ye ilişkin bu burs takviyesi verme sistemini da biz şeffafça paylaştık aslına bakarsan. Şeffafça paylaştığımız bir şeyle ilgili bu türlü müdahale etme densizliğini göstermek yalnızca gösteri. Aklı başında olan bir insan memleketini, memleketinin kurumlarını seven bir insan, ‘Alo saygıdeğer liderim şöyleki bir eksiğiniz var. Şöyle bir yanılgınız var’ diye ihtarda bulunur. Biz de ihtara bakılırsa hareket ederiz, o denli değil mi? Baskın yapıyorsunuz. Bu insanların, bu yaptıkları yanılgıları görmelerini diliyorum, istiyorum alışılmış ki. Fakat nazaranceklerini de zannetmiyorum.
“BİZ YALNIZCA ALLAH’A KULLUK EDERİZ. ÖBÜR HİÇBİR DÜZENEĞE DEĞİL”
Biz bugün yalnızca ve yalnızca cuma günü dua etmeye geldik. neden biliyor musunuz? Biz yalnızca Allah’a kulluk ederiz. Diğer hiç bir sisteme değil. Kendine çarpışma alanı oluşturmaya çalışanlara Allah akıl versin, biz o alanda olmayacağız. Bu bu biçimde milletimizin içinde kendi hak ve hukukumuzu koruyarak fakat evvel milletimizin hak ve hukukunu koruyarak hizmetlerimize devam edeceğiz. Bunun haricinde hareket edenlere Allah akıl versin.”
“İKİ SEÇİM ORTASI BİR SÜREÇ YAPILMIŞ, MÜSAADE ALINMIŞ BİR YAPI”
İBB Lideri İmamoğlu, Süleymaniye Camii’nin siluetini bozan İlim Yayma Vakfı’nın yurduyla ilgili bir soru üzerine de şöyleki konuştu:
“Arkadaşlarıma bu bahiste süreci tahlil etmeleri, gerekiyorsa türel süreç yapmalarını talimatını verdim. Tahlil ediyorlar evraklara bakılıyorlar. İki seçim ortası bir süreç yapılmış, müsaade alınmış bir yapı. Fatih Belediyesi’nin savunması var, yapının kendi konturuna nazaran, tadil edildiğine dair. Fakat natürel bir yandan konsey müsaadesi var orada. Şura bu konularda epey katı davranır, bilhassa siluete, bilhassa bu biçimde bir yapıtın önünde olması sebebiyle gerekiyorsa ki oradaki kontur dedikleri yapı da fazlaca eski bir yapı değil. Yapılacaksa bile birtakım eksiltmeler yapılarak yapılabilirdi. Artık arkadaşlarım bu tarafıyla tahlil ediyorlar, boşlukta bırakmayacağız. Kesinlikle müdahale edilmesi gerekiyorsa, hangi hak-hukuk içerisindeyse bu bahiste girişimlerimizi yapacağız. ‘Vakıfla da irtibat kurun’ dedim arkadaşlara. Bu mevzuda süreci yürüten vakıftan bahsediyorum. Şayet düzeltme imkanları varsa ‘yine bir proje düzenlesinler ve getirsinler talebinde bulunun’ dedim, bu istikamette çalışmalarımız, sorgularımız devam edecek. İstanbul’da ne yazık ki bu üslup usulsüzlükler olabiliyor. Biraz gecikerek süreci gorebildiğimizden ötürü de açıkçası uyarıyı yapan vatandaşımıza teşekkür edeyim. Bir ihmal olmuş lakin dediğim üzere tümden şu an yetki alanımızdan da bahsetmiyoruz. Elimizden gelen çabayı da göstereceğiz.”
“O LİYAKATSİZ ŞAHSİYET BAKAN YARDIMCILIĞI YAPSIN, AHLAKSIZLIĞA ADIM ATMASIN”
Ekrem İmamoğlu’na kar fırtınasının yaşandığı gün İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğe ait MOBESE imgelerinin servis edilmesiyle ilgili tenkitlerine, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın “Liyakatsizliklerini, beceriksizliklerini, tabir yerindeyse ‘Cambaza bak’ diyerek 48 saat boyunca uyumadan vatandaşın yanında olmuş, çalışmış polisimize, jandarmamıza iftira atmaya kalkmasın” kelamlarıyla verdiği karşılık da soruldu.
“Hangi liyakatsiz söylüyor bunu” diye kelama başlayan İmamoğlu, şunları lisana getirdi:
“İşte bu çeşit liyakatsizlere ben diyorum ki bakın ben burada dua ettim, Allah’a kulluk etmek için. O liyakatsiz kişiselyet Bakan Yardımcılığını yapsın, ahlaksızlığa yanlışsız adımlar atmasın. Bakan Yardımcısı bu da bize hakaret ediyor. Bakan Yardımcılığı yaparsa liyakatli olduğunu ispat eder. Lakin burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne hem laf yetiştiriyor tıpkı vakitte hadsiz bir halde askerimize, polisimize laf etmekten bahsediyor. Kim askere polise laf etmiş, hangimiz ‘Cambaza bak diyormuş’, kendi kelamlarına dikkat etsin.
“MUHATABIM DEĞİL, ONUN BAKANI DA MUHATABIM DEĞİL”
Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil. Ben gerekli muhatabı olunan bütün yargı mensuplarına çağrımı yaptım. Anlaşılıyor ki bakanlık bu işin sorumlusu. Ben valimize buradan davet yaptım, emniyet müdürüne o masanın başında bulunan memura, üç dört bireye buradan davet yapmıştım. Bakan yardımcısı muhatap olduğuna göre demek ki bu işin sorumlusu bakanlık. Sayın Bakan derhal bu densizle ilgili sürece bu hadsiz ve liyakatsiz bakan yardımcısıyla ilgili sürece başlasın ve bizim sorularımıza karşılık versin.
“ZAVALLILIKLARINA DEVAM ETSİNLER”
MOBESE işi sıradan bir iş değildir. MOBESE işi sıradan bir iş değildir. Yanıt gelmedi çabucak hemen, işte diyorum ya ben Allah’a kulluk ediyorum. çabucak hemen kime kulluk eden varsa çabucak hemen oradan herbiçimde bir onay almadılar ki karşılık veremiyorlar. Fakat bu biçimde kahramanlık peşinde koşanlar zavallı karşılıklar vermekle meşguller zavallılıklarına devam etsinler. Eee MOBESE işi önemli bir iştir. MOBESE işinin kimin başına geleceği aşikâr olmaz. Rastgele bir vatandaşın, rastgele bir kişinin, yetkilinin, nazaranvlinin başına gelebilir. Bu değerli bir problemdir işine baksın işini yapsın.”
Ekrem İmamoğlu İBB’den adapsız halde yurt dışı burs alanlarla ilgili argümanının sorulması üzerine de şu biçimde konuştu:
“Şimdi bakınız biz soruşturmamızı yaparız. Bu yeni bir sorun değil biliyorsunuz daha evvel de gündeme getirildi. Bununla ilgili başlatmış olduğumız soruşturma gereği artık de bunun geri tahsilatıyla ilgili süreç başlattı arkadaşlarımız. Biz burs vermeyi şu biçimde anlarız, burs ilana çıkar. Bunu hak ettiğini düşünen beşerler buna başvurur ve o müracaattan da beşerler seçilir ve o beşerler da bu burstan faydalanır. Örnek mi? 53 bin insan burs aldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden. Bir kişi bile, tek bir insan bile insanların önünde diyebilse ki hani benim ismimi Ekrem İmamoğlu verdi yahut benim ismimi işte Doğan Subaşı verdi yahut bir diğeri bu biçimde biz de tıpkı haksızlığı yapmış oluruz. 53 bin insan, müracaat yaptılar hak ettiler ve aldılar.
“BUNU YARGI, HUKUK SORGULAYACAKTIR. KAMU VİCDANI SORGULAYACAKTIR AZ PARALAR DEĞİL”
Geçmişe dair ben şuna bakarım. O gün de söylemiş oldum. O burs alan vatandaşlarımız ya da hangi bakılırsavdeyseler bakan, milletvekili o devirde o burs ilanı verilmiş midir? Burs ilanı verildiğinde tahminen sizlerin yaşıtları da olabilir hanımefendiler ya da beyefendiler. Siz bundan haberdar oldunuz mu? bu biçimde bir bursa başvurdunuz mu? O bireyler nasıl tercih edildi? Bu kadar yüklü ölçüde burs verilmesinin altılığı nedir? Bunu yargı, hukuk sorgulayacaktır. Kamu vicdanı sorgulayacaktır. Az paralar değil. 100 yüz bin dolarlar, 150 bin dolarlar, 130 bin dolarlar üzere sayılar bunlar az sayılar değildir. Bunların kamuda da adabı vardır. Biz tarza uygun verilmediğini düşünüyoruz. Bununla ilgili hukukî süreç yürütüyoruz. Bu hukukî sürecimiz öteki hangi konu var ise da devam edecek. Yani biz yutkunacak değiliz teftiş devam edenler var, teftişimizin engellendiği evraklar var. Yeni teftişlerimizle ulaşabildiğimiz hangi konu var ise onlarla ilgili başlatacağımız yeni evraklarımız var. Nasıl ki biz teftiş ediliyoruz? Geçmişe dair teftiş istikametinde ihmal edilmiş bir periyot var ise o periyodu de biz teftiş ediyoruz şu anda. Bizi de teftiş ediyorlar. Bir hususla ilgili geliyor bir teftiş memuru bakıyorsun. O hususun haricinde on tane daha mevzuyu teftiş etmek istiyor. Biz de hay hay diyoruz buyurun edin yani. Kurumumuz aslına bakarsanız kamu kurumu. Şeffaflık bizim şayet olmazsa olmazımız olmalı aslına bakarsanız. Bu istikametiyle hareket ediyoruz. Geçmişe dair de teftişlerimiz devam edecek.”
İBB Lideri, “Burs konusunda kamuoyunun yakından tanıdığı diğer yeni isimler var mı” sorusuna da “Bakınız ben hani kamuoyu ne kadar yakından ne kadar uzaktan tanır onu bilemem. Emelimiz birilerinin deşifre olması da değil. Hangi konu varsa biz aslına bakarsanız bunu açıklıyoruz. ötekinin takdiri kamuoyuna kalmış” karşılığını verdi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçisi ile yediği yemeğe ait MOBESE manzaralarının yayınlanması ile ilgili açıklaması niçiniyle İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’ya reaksiyon gösterdi. İmamoğlu, “O liyakatsiz kişiselyet bakan yardımcılığı yapsın. Ahlaksızlığa adım atmasın. Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil” dedi.
İBB Ekrem İmamoğlu, Üsküdar Meydanı’nda restore edilen 3. Ahmet Çeşmesi’nin açılışı ötürüsıyla düzenlenen merasime katıldı. İmamoğlu, merasimin akabinde gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Ekrem İmamoğlu, İstanbul Valiliği’nin İstanbul Vakfı’nın İSBAK’ın kioskları aracılığıyla yapılan yardım toplama faaliyetiyle ilgili yasal süreç başlatmasıyla ilgili soru üzerine şunları söylemiş oldu:
“NEZAKETE DAVET EDİYORUM”
“Arkadaşlarım süreci takip ediyorlar. İstanbul Vakfı, yaklaşık 30 yılı aşkın her belediye liderinin hayır işleri için kullandığı bir vakıf. Bu vakfımız şu an fazlaca kıymetli, hoş işlere imza atıyor. Ne yazık ki bu biçimde aylardır maaşı ödenmemiş çalışanın maaşı bile ödenmemiş bir biçimde devraldığımız bir vakıftı. Artık 100 binlerce insanımıza kurban eti dağıtabilen, binlerce insanımıza burs imkânı sağlayabilen epeyce faydalı işlere, eğitimle ilgili işlere imza atabilen bir vakfa dönüştü. Vakfımızın öğrenci burslarıyla ilgili gayretine açıkçası aldığım türel ayrıntılarda eksikliği bulmak için nereden baktığınıza bağlı.
İstanbul Vakfı, İBB’nin vakfı olduğu üzere valilikten temsilcisi bile var. Arayıp, sormama nezaketsizliğini gösteren hangi mülki yönetimci var ise onları hukuka, adalete ve kamuya hizmet etme gayretinde olan kurumlara olan nezakete davet ediyorum. Bu vakıf İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin İstanbul halkının vakfı. İnceleyeceğim, bakacağım ve gerekli şahısları de aramaktan imtina etmem, ararım. Valiliğe bu sorumu soracağım motamot bu halde.”
“ŞEFFAFÇA PAYLAŞTIĞIMIZ BİR ŞEYLE İLGİLİ BU FORMDA MÜDAHALE ETME DENSİZLİĞİNİ GÖSTERMEK YALNIZCA ŞOV”
Ekrem İmamoğlu, biroldukça noktada farklı tarzlarla yardım toplayan vakıf ve dernek bulunduğuna işaret eden İmamoğlu, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“Bunu kimi vakit bir bakkal dükkanının tezgahında görürsünüz, bir marketin kasasının yanında görürsünüz. Ben bunlara bir operasyon düzenlendiğini, polisin baskın yapar üzere gidip bu kutuları topladığını hiç yaşamadım. İBB’ye ilişkin bu burs takviyesi verme sistemini da biz şeffafça paylaştık aslına bakarsan. Şeffafça paylaştığımız bir şeyle ilgili bu türlü müdahale etme densizliğini göstermek yalnızca gösteri. Aklı başında olan bir insan memleketini, memleketinin kurumlarını seven bir insan, ‘Alo saygıdeğer liderim şöyleki bir eksiğiniz var. Şöyle bir yanılgınız var’ diye ihtarda bulunur. Biz de ihtara bakılırsa hareket ederiz, o denli değil mi? Baskın yapıyorsunuz. Bu insanların, bu yaptıkları yanılgıları görmelerini diliyorum, istiyorum alışılmış ki. Fakat nazaranceklerini de zannetmiyorum.
“BİZ YALNIZCA ALLAH’A KULLUK EDERİZ. ÖBÜR HİÇBİR DÜZENEĞE DEĞİL”
Biz bugün yalnızca ve yalnızca cuma günü dua etmeye geldik. neden biliyor musunuz? Biz yalnızca Allah’a kulluk ederiz. Diğer hiç bir sisteme değil. Kendine çarpışma alanı oluşturmaya çalışanlara Allah akıl versin, biz o alanda olmayacağız. Bu bu biçimde milletimizin içinde kendi hak ve hukukumuzu koruyarak fakat evvel milletimizin hak ve hukukunu koruyarak hizmetlerimize devam edeceğiz. Bunun haricinde hareket edenlere Allah akıl versin.”
“İKİ SEÇİM ORTASI BİR SÜREÇ YAPILMIŞ, MÜSAADE ALINMIŞ BİR YAPI”
İBB Lideri İmamoğlu, Süleymaniye Camii’nin siluetini bozan İlim Yayma Vakfı’nın yurduyla ilgili bir soru üzerine de şöyleki konuştu:
“Arkadaşlarıma bu bahiste süreci tahlil etmeleri, gerekiyorsa türel süreç yapmalarını talimatını verdim. Tahlil ediyorlar evraklara bakılıyorlar. İki seçim ortası bir süreç yapılmış, müsaade alınmış bir yapı. Fatih Belediyesi’nin savunması var, yapının kendi konturuna nazaran, tadil edildiğine dair. Fakat natürel bir yandan konsey müsaadesi var orada. Şura bu konularda epey katı davranır, bilhassa siluete, bilhassa bu biçimde bir yapıtın önünde olması sebebiyle gerekiyorsa ki oradaki kontur dedikleri yapı da fazlaca eski bir yapı değil. Yapılacaksa bile birtakım eksiltmeler yapılarak yapılabilirdi. Artık arkadaşlarım bu tarafıyla tahlil ediyorlar, boşlukta bırakmayacağız. Kesinlikle müdahale edilmesi gerekiyorsa, hangi hak-hukuk içerisindeyse bu bahiste girişimlerimizi yapacağız. ‘Vakıfla da irtibat kurun’ dedim arkadaşlara. Bu mevzuda süreci yürüten vakıftan bahsediyorum. Şayet düzeltme imkanları varsa ‘yine bir proje düzenlesinler ve getirsinler talebinde bulunun’ dedim, bu istikamette çalışmalarımız, sorgularımız devam edecek. İstanbul’da ne yazık ki bu üslup usulsüzlükler olabiliyor. Biraz gecikerek süreci gorebildiğimizden ötürü de açıkçası uyarıyı yapan vatandaşımıza teşekkür edeyim. Bir ihmal olmuş lakin dediğim üzere tümden şu an yetki alanımızdan da bahsetmiyoruz. Elimizden gelen çabayı da göstereceğiz.”
“O LİYAKATSİZ ŞAHSİYET BAKAN YARDIMCILIĞI YAPSIN, AHLAKSIZLIĞA ADIM ATMASIN”
Ekrem İmamoğlu’na kar fırtınasının yaşandığı gün İngiliz Büyükelçi ile yediği yemeğe ait MOBESE imgelerinin servis edilmesiyle ilgili tenkitlerine, İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı’nın “Liyakatsizliklerini, beceriksizliklerini, tabir yerindeyse ‘Cambaza bak’ diyerek 48 saat boyunca uyumadan vatandaşın yanında olmuş, çalışmış polisimize, jandarmamıza iftira atmaya kalkmasın” kelamlarıyla verdiği karşılık da soruldu.
“Hangi liyakatsiz söylüyor bunu” diye kelama başlayan İmamoğlu, şunları lisana getirdi:
“İşte bu çeşit liyakatsizlere ben diyorum ki bakın ben burada dua ettim, Allah’a kulluk etmek için. O liyakatsiz kişiselyet Bakan Yardımcılığını yapsın, ahlaksızlığa yanlışsız adımlar atmasın. Bakan Yardımcısı bu da bize hakaret ediyor. Bakan Yardımcılığı yaparsa liyakatli olduğunu ispat eder. Lakin burada İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne hem laf yetiştiriyor tıpkı vakitte hadsiz bir halde askerimize, polisimize laf etmekten bahsediyor. Kim askere polise laf etmiş, hangimiz ‘Cambaza bak diyormuş’, kendi kelamlarına dikkat etsin.
“MUHATABIM DEĞİL, ONUN BAKANI DA MUHATABIM DEĞİL”
Muhatabım değil, onun bakanı da muhatabım değil. Ben gerekli muhatabı olunan bütün yargı mensuplarına çağrımı yaptım. Anlaşılıyor ki bakanlık bu işin sorumlusu. Ben valimize buradan davet yaptım, emniyet müdürüne o masanın başında bulunan memura, üç dört bireye buradan davet yapmıştım. Bakan yardımcısı muhatap olduğuna göre demek ki bu işin sorumlusu bakanlık. Sayın Bakan derhal bu densizle ilgili sürece bu hadsiz ve liyakatsiz bakan yardımcısıyla ilgili sürece başlasın ve bizim sorularımıza karşılık versin.
“ZAVALLILIKLARINA DEVAM ETSİNLER”
MOBESE işi sıradan bir iş değildir. MOBESE işi sıradan bir iş değildir. Yanıt gelmedi çabucak hemen, işte diyorum ya ben Allah’a kulluk ediyorum. çabucak hemen kime kulluk eden varsa çabucak hemen oradan herbiçimde bir onay almadılar ki karşılık veremiyorlar. Fakat bu biçimde kahramanlık peşinde koşanlar zavallı karşılıklar vermekle meşguller zavallılıklarına devam etsinler. Eee MOBESE işi önemli bir iştir. MOBESE işinin kimin başına geleceği aşikâr olmaz. Rastgele bir vatandaşın, rastgele bir kişinin, yetkilinin, nazaranvlinin başına gelebilir. Bu değerli bir problemdir işine baksın işini yapsın.”
Ekrem İmamoğlu İBB’den adapsız halde yurt dışı burs alanlarla ilgili argümanının sorulması üzerine de şu biçimde konuştu:
“Şimdi bakınız biz soruşturmamızı yaparız. Bu yeni bir sorun değil biliyorsunuz daha evvel de gündeme getirildi. Bununla ilgili başlatmış olduğumız soruşturma gereği artık de bunun geri tahsilatıyla ilgili süreç başlattı arkadaşlarımız. Biz burs vermeyi şu biçimde anlarız, burs ilana çıkar. Bunu hak ettiğini düşünen beşerler buna başvurur ve o müracaattan da beşerler seçilir ve o beşerler da bu burstan faydalanır. Örnek mi? 53 bin insan burs aldı İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden. Bir kişi bile, tek bir insan bile insanların önünde diyebilse ki hani benim ismimi Ekrem İmamoğlu verdi yahut benim ismimi işte Doğan Subaşı verdi yahut bir diğeri bu biçimde biz de tıpkı haksızlığı yapmış oluruz. 53 bin insan, müracaat yaptılar hak ettiler ve aldılar.
“BUNU YARGI, HUKUK SORGULAYACAKTIR. KAMU VİCDANI SORGULAYACAKTIR AZ PARALAR DEĞİL”
Geçmişe dair ben şuna bakarım. O gün de söylemiş oldum. O burs alan vatandaşlarımız ya da hangi bakılırsavdeyseler bakan, milletvekili o devirde o burs ilanı verilmiş midir? Burs ilanı verildiğinde tahminen sizlerin yaşıtları da olabilir hanımefendiler ya da beyefendiler. Siz bundan haberdar oldunuz mu? bu biçimde bir bursa başvurdunuz mu? O bireyler nasıl tercih edildi? Bu kadar yüklü ölçüde burs verilmesinin altılığı nedir? Bunu yargı, hukuk sorgulayacaktır. Kamu vicdanı sorgulayacaktır. Az paralar değil. 100 yüz bin dolarlar, 150 bin dolarlar, 130 bin dolarlar üzere sayılar bunlar az sayılar değildir. Bunların kamuda da adabı vardır. Biz tarza uygun verilmediğini düşünüyoruz. Bununla ilgili hukukî süreç yürütüyoruz. Bu hukukî sürecimiz öteki hangi konu var ise da devam edecek. Yani biz yutkunacak değiliz teftiş devam edenler var, teftişimizin engellendiği evraklar var. Yeni teftişlerimizle ulaşabildiğimiz hangi konu var ise onlarla ilgili başlatacağımız yeni evraklarımız var. Nasıl ki biz teftiş ediliyoruz? Geçmişe dair teftiş istikametinde ihmal edilmiş bir periyot var ise o periyodu de biz teftiş ediyoruz şu anda. Bizi de teftiş ediyorlar. Bir hususla ilgili geliyor bir teftiş memuru bakıyorsun. O hususun haricinde on tane daha mevzuyu teftiş etmek istiyor. Biz de hay hay diyoruz buyurun edin yani. Kurumumuz aslına bakarsanız kamu kurumu. Şeffaflık bizim şayet olmazsa olmazımız olmalı aslına bakarsanız. Bu istikametiyle hareket ediyoruz. Geçmişe dair de teftişlerimiz devam edecek.”
İBB Lideri, “Burs konusunda kamuoyunun yakından tanıdığı diğer yeni isimler var mı” sorusuna da “Bakınız ben hani kamuoyu ne kadar yakından ne kadar uzaktan tanır onu bilemem. Emelimiz birilerinin deşifre olması da değil. Hangi konu varsa biz aslına bakarsanız bunu açıklıyoruz. ötekinin takdiri kamuoyuna kalmış” karşılığını verdi.