Kaftancıoğlu amele pazarında: Sokaklar sırça köşklerden göründüğü gibi değil

admin

Administrator
Yetkili
Admin
Global Mod
25 Eyl 2020
34,083
0
36
Kaftancıoğlu amele pazarında: Sokaklar sırça köşklerden göründüğü gibi değil
doctype html>
Kaftancıoğlu amele pazarında: Sokaklar sırça köşklerden göründüğü gibi değil

CHP'li Canan Kaftancıoğlu, kentin birçok noktasında olduğu gibi Bahçelievler'de sabahın erken saatlerinden itibaren iş bekleyen yurttaşların buluşma noktası olan amele pazarını ve bölgedeki esnafı ziyaret etti, yurttaşların dertlerini dinledi.


İşçinin de esnafın da şikayeti ortak çıktı herkes iş yapamamaktan, çalışamamaktan yakınıyor! Amele pazarında iş için sıra bekleyenler arasında hayatında hiç sigortası olmayan da var, emekli olduğu halde geçinemediği için çalışan da aylardır sokakta kalan da. İş bekleyenler, günübirlik işlerde çalıştıkları için bazen çok büyük şirketlerde, fabrikalarda çalışsalar da bunun için kendilerine sigorta yapılmadığını söylediler.



"GEÇİNEMİYORUM, YETMİYOR"


Emekli olup hala amele pazarında çalışan 60 yaşındaki İsmail amca, "Günlük çalışıyorum, buraya gelip dikiliyoruz. Burada 30, 40 kişi oluyoruz. Yevmiyeyle çalışıyoruz. Ömrüm böyle geçti benim, ben altmış yaşındayım. Emekliyim. Bu memlekette emeklilik de olsa çalışmak zorunda kalıyoruz. Geçinemiyorum, yetmiyor. 5 kilo yağ 50- 60 lira olmuş, nasıl geçineceksin? Devamlı güçleşiyor artık. Durumumuz iyi olsaydı amelelik yapmazdık" diye konuştu.

"BİR HAFTADIR EVE EKMEK GÖTÜREMİYORUZ"


20 yıldır amele pazarında çalışan ve sadece bekçilik yaptığı bir dönemki sigortalılığı dışında hiç sigortalı çalışmayan yurttaş da "20 senedir burada dikiliyoruz, gündelik çalışıyoruz. İşimiz gücümüz yok. SSK’mız yok. Bir haftadır iş yok, eve ekmek götüremiyorum. Durumumuz çok iyi olsa amelelik yapmayız" diyerek derdini anlattı.



"ÜÇ AYDIR SOKAKTA YAŞIYORUM, MEMLEKETİMİZDE YABANCI GİBİ OLDUK"


Amele pazarında iş bekleyen genç de ailesi olmadığını, aldığı paranın kira ödemesine yetmediğini anlattı. Üç aydır sokakta kaldığını anlatan ütü ustası genç de sıkıntılarını şu şekilde dile getirdi:

"Kendi kendime geçiniyorum, Allah’a çok şükür dilencilik de yapmıyorum. Ama kendi memleketimizde yabancı gibi olduk. Önceden kiralar 300, 500’dü. Şimdi ben bir yere kiraya gideceğim, istenen kira bin 400 lira. Ben tek başıma nasıl vereceğim? Asgari ücret çok az. Bu millete yetmez. Suriyeliler geldiğinde iş imkanımız daraldı. Çünkü biz 130, 150 liraya çalışıyoruz ütücü olarak. Adamlara 100 lira 90 lira veriyorlar. O zaman da patron bize 'Siz gelmeyin' diyor. Ben bu yüzünden de çok iş kaybettim."



"CUMHURBAŞKANI KEYİF ÇAYI İÇİN DİYOR"


Kuru temizlemeci esnaf da "Sağlığımız yerinde ama işlerimiz zor. Galiba çıkmıyor hiç çarşı pazara, onun etrafı güzel. Onlarda bir sıkıntı yok ama halk iyi değil. Ekmek değil, keyif çayı için diyorlar baksanıza. Bu bir cumhurbaşkanının söyleyeceği şey değil ama" sözleriyle yaşadığı ekonomik krizi anlattı.

"İSTANBUL'DA EVİNE EKMEK GÖTÜREMEYEN BİNLER VAR"


Öncelikle sokakta kalan gence bir ev bulma konusunda söz veren CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, derdini anlatan vatandaşa, "Biz çok uzunca bir süredir İstanbul’da salgın döneminde esnafın da vatandaşın da dertlerinin zaten katlanarak arttığını görüyoruz, yaşıyoruz. Araştırmalarda da ne acıdır ki her ne kadar TÜİK rakamları farklı olsa bile 10 milyonun üzerinde işsizin olduğunu, 4 kişiden birinin çalışmadığını ve ne yazık ki İstanbul’da evine ekmek götüremeyen binler olduğunu görüyoruz. Ve sokakta vatandaşlarla konuştuğumuzda vatandaşlar özellikle salgın döneminde de dertlerinin katlanarak arttığını söylüyorlar" sözleriyle hak verdi.



“SARAYLARDAN, SIRÇA KÖŞKLERDEN GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ DEĞİL”


Vatandaşlardan umutlarını asla kaybetmemelerini isteyen CHP'li Kaftancıoğlu, şunları söyledi:

"Biz vatandaşa şunu söylüyoruz, asla umutsuz olmasınlar. Şu dönemi hepimiz yaşıyoruz. Bütün acı gerçekliğiyle yaşıyoruz, ama bildiğimiz bir şey var ki biz üreten Türkiye haline geldiğimizde, yeniden sosyal devlet haline geldiğimizde bu sokakta karşılaştığımız acı tablolarla karşılaşmayacağız. Birden bire sihirli bir değnekle değil ama planlı programlı bir şekilde işsizliğin de yoksulluğun da üstesinden gelebileceğimizi vatandaşa sahici ve samimi bir şekilde anlatıyoruz. Vatandaşın yanında olduğumuzu, onunla birlikte olduğumuzu sokaktaki vatandaşın da hissetmesi için çalışıyoruz. Ama İstanbul’da özellikle salgın döneminde, siz de gördünüz biraz önce hakikaten hiç öyle saraylardan, sırça köşklerden göründüğü gibi değil. Vatandaş kendisine şikayet ettiğinde 'Yok canım sen de abartıyorsun gibi geldi bana' diyenler, İstanbul’un şu sokağında gelip dolaşsa vatandaşın gerçek halinin ne olduğunu görür.

Bu memlekette yaşayan herkesin, hangi meslekten olursa olsun ekonomik sıkıntıları ve dertleri var. Hem de bu salgınla beraber sağlığımızı koruyamama gibi bir konumumuz var. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediği bir şey var: Hakikaten biz sosyal devleti hep beraber yeniden oluşturduğumuzda, senin hakkın, benim hakkım, diğer arkadaşlarımızın hakkı demeden eşit bir şekilde paylaştığımızda inşallah bu sıkıntılı günleri de hep beraber atlatacağız. Birileri çalışsın birileri kazansın diye değil. Bak emekli oldum diyorsun, emekli olmana rağmen çalışmak zorunda kalıyorsun. İnşallah bunların hepsini beraber bir şekilde atlatacağız.

"YİYECEK EKMEĞİ OLMAYINCA VATANDAŞ NASIL EVDE KALSIN"


Vatandaşa şimdi 'Salgın var, evde kal' deniliyor. E evde yiyecek ekmeği olmayınca ne yapsın? Gelip burada çalışmak zorunda. Bir de diyorlar ki 'Evine ekmek götüremeyen yok'. Al işte burası İstanbul, İstanbul’un merkezi. Evine ekmek götüremeyen de var, ilacını alamayan da var, yarının ne olacağını bilemeyen de var. Sizin yaşadıklarınız sadece sizin değil yaklaşık 10 milyon insanın sorunu. Bu ülkede hakikaten yoksulluğu azaltmak için değil birkaç tane zengini ne yazık ki daha fazla zenginleştirmek üzere bir siyaset yapılıyor. Geçen gün Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun esnafa dönük, KOBİ'lere dönük, vatandaşa dönük nasıl bunun ekonomisinin düzeltilebileceğine dair birtakım şeyler açıkladı. CHP olarak bunlar bizim derdimiz. Biz halka gücümüz yettiğince, karınca kararınca imkanlarımız el verdiğince nasıl sorunlarını çözebilirizin hem koşturmacası hem de çalışması içerisindeyiz."



ANKA

Lütfen sizde bu eserle ilgili görüşlerinizi yazınız arkadaşlar, bilgi paylaştıkça çoğalır.