Karaburun’da RES kaybetti, tabiat kazandı
Çok şükür!
niye mi?
Ender de olsa memleketimde hoş şeyler de olmuyor değil
Husus bir daha çevre…
Yer İzmir’in tatlı ilçesi Karaburun.
Daha evvel Özel Etraf Muhafaza Bölgesi ilan edilen yarımadadaki RES’lerin lisans ve ÇED olumlu kararları tekraren iptal edilmişti.
Buna karşın inatlaşma bitmedi.
Her seferinde ilgili Bakanlıkların müsaadesi ile faaliyetler devam etti.
Karaburun halkı kararlıydı.
Karaburun Kent Kurulu ve Karaburun Yurttaş Davacıları Grubu’nun Çalık Güç şirketi tarafınca Sarpıncık Köyü’nde kurulacak RES projesine karşı Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
Vatandaşların ağır reaksiyonlarına niye olan ve tahsis edilen proje alanları yarımada yüzölçümünün yüzde 71’ine karşılık gelen RES’ler için hoş haber geldi.
Anayasa Mahkemesi Karaburun’da vatandaşların reaksiyonuna niye olan RES’ler için açılan davada Danıştay sonucunı bozdu, çevrecileri haklı buldu.
Karar Anayasa’nın 36. Maddesi’ndeki hak arama hürriyetine atıfta bulunması sebebiyle de adeta bir hukuk manifestosu niteliğindeydi.
Şunu niçin anlamak istemiyorsunuz?
Bu projeleri mahallî idareler ve STK’ların görüşlerini dikkate almadan gerçekleştiremezsiniz.
Her niçinse bir inatla ülkenin her yerinde birebir yanılgıya düşüyorsunuz.
Daima ulusal iradeden bahsediyorsunuz.
Hani nerede kaldı ulusal irade?
Karaburun halkı, kendi tarlası üzerinde ya da yakınında dönen bu santraller hakkında bir görüş söz etmeyecek mi?
Bu mudur sizin demokrasi anlayışınız?
Bakın Türkiye’de faaliyet gösteren her 5 RES’ten 1 tanesi İzmir’de bulunuyor.
İzmir’deki her 4 RES’ten biri tanesi ise Karaburun’da.
Türkiye’nin her bölgesinde, yerleşim ünitelerine uzak alanlarda, bilhassa de Hazine yerlerine bu santraller kurulabilir.
niye yalnızca Karaburun?
Rüzgâr ölçümleri yapılarak farklı bölgelere bilhassa de yerleşim alanlarına uzak yerlerde bu RES’leri yapmak bu kadar mı sıkıntı?
Bölge halkına ve mahallî idarelere sorulmadan, fikirleri alınmadan yapılan veyahut yapılacak olan RES’ler için Anayasa Mahkemesi’nin bu sonucu ders niteliğinde.
“Ben yaptım oldu” anlayışı ile kimse bir yere varamaz.
Geçen 5 yıl ortasında Karaburun Yarımadası ekosisteminin gördüğü ziyan ve yıkım epeyce büyüktür.
Bir defa daha Anayasa Mahkemesi’nin bu sonucunı bir vatandaş olarak epey olumlu buluyor ve bu sonucu alanlara teşekkür ediyorum.
Lakin yenilebilir-temiz güç ismi altında tabiatın, yaban hayatının, tarım ve turizm alanlarının özetlemek gerekirsesı Karaburun’da hayatın yok edilmesine ise inanın fazlaca üzülüyorum.
Çok şükür!
niye mi?
Ender de olsa memleketimde hoş şeyler de olmuyor değil
Husus bir daha çevre…
Yer İzmir’in tatlı ilçesi Karaburun.
Daha evvel Özel Etraf Muhafaza Bölgesi ilan edilen yarımadadaki RES’lerin lisans ve ÇED olumlu kararları tekraren iptal edilmişti.
Buna karşın inatlaşma bitmedi.
Her seferinde ilgili Bakanlıkların müsaadesi ile faaliyetler devam etti.
Karaburun halkı kararlıydı.
Karaburun Kent Kurulu ve Karaburun Yurttaş Davacıları Grubu’nun Çalık Güç şirketi tarafınca Sarpıncık Köyü’nde kurulacak RES projesine karşı Anayasa Mahkemesi’nde dava açtı.
Vatandaşların ağır reaksiyonlarına niye olan ve tahsis edilen proje alanları yarımada yüzölçümünün yüzde 71’ine karşılık gelen RES’ler için hoş haber geldi.
Anayasa Mahkemesi Karaburun’da vatandaşların reaksiyonuna niye olan RES’ler için açılan davada Danıştay sonucunı bozdu, çevrecileri haklı buldu.
Karar Anayasa’nın 36. Maddesi’ndeki hak arama hürriyetine atıfta bulunması sebebiyle de adeta bir hukuk manifestosu niteliğindeydi.
Şunu niçin anlamak istemiyorsunuz?
Bu projeleri mahallî idareler ve STK’ların görüşlerini dikkate almadan gerçekleştiremezsiniz.
Her niçinse bir inatla ülkenin her yerinde birebir yanılgıya düşüyorsunuz.
Daima ulusal iradeden bahsediyorsunuz.
Hani nerede kaldı ulusal irade?
Karaburun halkı, kendi tarlası üzerinde ya da yakınında dönen bu santraller hakkında bir görüş söz etmeyecek mi?
Bu mudur sizin demokrasi anlayışınız?
Bakın Türkiye’de faaliyet gösteren her 5 RES’ten 1 tanesi İzmir’de bulunuyor.
İzmir’deki her 4 RES’ten biri tanesi ise Karaburun’da.
Türkiye’nin her bölgesinde, yerleşim ünitelerine uzak alanlarda, bilhassa de Hazine yerlerine bu santraller kurulabilir.
niye yalnızca Karaburun?
Rüzgâr ölçümleri yapılarak farklı bölgelere bilhassa de yerleşim alanlarına uzak yerlerde bu RES’leri yapmak bu kadar mı sıkıntı?
Bölge halkına ve mahallî idarelere sorulmadan, fikirleri alınmadan yapılan veyahut yapılacak olan RES’ler için Anayasa Mahkemesi’nin bu sonucu ders niteliğinde.
“Ben yaptım oldu” anlayışı ile kimse bir yere varamaz.
Geçen 5 yıl ortasında Karaburun Yarımadası ekosisteminin gördüğü ziyan ve yıkım epeyce büyüktür.
Bir defa daha Anayasa Mahkemesi’nin bu sonucunı bir vatandaş olarak epey olumlu buluyor ve bu sonucu alanlara teşekkür ediyorum.
Lakin yenilebilir-temiz güç ismi altında tabiatın, yaban hayatının, tarım ve turizm alanlarının özetlemek gerekirsesı Karaburun’da hayatın yok edilmesine ise inanın fazlaca üzülüyorum.