Hipotiroidi, tiroid bezinin beden için kâfi ölçüde tiroid hormonu üretemediği durumda ortaya çıkar. Tiroid hormonu metabolizmayı, bedenin enerjiyi kullanma formunu düzenler. Tiroid bezinin az çalışması kararında tiroid hormon düzeyleri düşerse beden işlevlerinin birden fazla yavaşlar. Tiroid bezinin az çalışması halinde ortaya çıkan hastalığın çeşitli sebepleri olabileceğini söyleyen Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Safiye Arık, hipotiroidinin belirtilerinin mevsimsel yorgunlukla karıştırılabildiği konusunda ihtarlarda bulundu.
HİPOTİROİDİNİN niçinİ VE BELİRTİLERİ
Hipotiroidinin hayli farklı niçinlerle gelişebileceğini belirten Arık, “Hipotiroidinin en yaygın niçinleri; tiroid bezinin otoimmün hastalığı, radyoaktif iyot tedavi daha sonrası tesirler, tiroid ameliyatı, radyonyon tedavisi, birtakım ilaçlar, doğumsal hastalıklar, hipofiz bezinde bozukluk, iyot eksikliği halinde sıralanabilir.” dedi.
Hastalıkta görülebilen belirtilerin hormonlardaki eksikliğin ciddiyetine bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Arık, belirtilerin başlangıçta aşikâr bilinmeyen olabileceğini, yavaş yavaş besbelli hale geleceğini söylemiş oldu. Birinci başta, yorgunluk ve kilo alımı üzere spesifik olmayan belirtilere rastlanacağını söyleyen Uzm. Dr. Safiye Arık, tiroid hormonlarının eksikliğine bağlı olarak metabolizma suratındaki yavaşlama bariz hale geldiğinde halsizlik, kabızlık, uykusuzluk, cilt kuruluğu, ısı değişimine karşı hassasiyet, kilo artışı, el, ayak ve yüzde ödem, kas güçsüzlüğü, kas ağrısı, kan kolesterol seviyesinin yükselmesi, adet düzensizliği, ince ve kırılan tırnaklar, saçlarda dökülme, depresif ruh hali, libido kaybı, kansızlık, terlemede azalma, işitme problemleri görülebileceğini tabir etti.
“HİPOTİROİDİNİN KANSER İLE DİREKT BİR BAĞLANTISI BULUNMUYOR”
Hipotiroidinin tedavisinin eksik olan tiroid hormonunun dışarıdan ilaç verilmesi sistemiyle gerçekleştiğini söz eden Arık, ”Bu ilaç sabahları kahvaltıdan en az yarım saat evvel alınıyor. Bunun haricinde hipotiroidiye eşlik edebilecek vitamin (B12, D ve demir gibi) ve iyot eksiklikleri açısından da hastayı değerlendirip gerekirse ilgili destekleri de öneriyoruz. Cerrahi tedavi lakin tiroid bezinde makûs huylu bir kitle tespit edilmesi halinde kelam konusu oluyor. Fakat hipotiroidinin kanser ile direkt bir münasebeti bulunmuyor. İlacını sistemli kullanarak tiroid işlevlerini gerekli düzeyde tutan bireyler, hayat kalitelerinde bir değişiklik olmadan yaşıyor.” diye konuştu.
Aşikar Hipotiroidi (TSH düzeyi yüksek, özgür tiroid hormonlarının düşük olduğu) hastalarının kesinlikle tedavi alması gerektiğini vurgulayan Arık, tedavinin ekseriyetle ömür uzunluğu sürdüğünü söz etti. Arık, TSH’ın yavaşça yükseldiği lakin özgür tiroid hormonlarının kanda olağan olduğu ‘Subklinik Hipotiroidi” olaylarında ise şikayetlere göre ilaç başlama sonucu alındığını söylemiş oldu. Hiç şikayeti olmayan subklinik hipotiroidi hastalarının ise ilaçsız takip edilebileceğini belirten Arık, “Şikayeti olanlarda ise bir süre ilaç başlanıp, tedaviden yarar görüp görmemesine bakılırsa takiplerde tedaviye devam edilip edilmeyeceğine karar veriliyor. İlaç tedavisi başlanan hastalar da ise ilaç dozu ayarlanıncaya kadar 1,5-2 ayda bir, daha sonra da sende 1-2 kere denetime gelmesini istiyoruz.” dedi.
HİPOTİROİDİNİN niçinİ VE BELİRTİLERİ
Hipotiroidinin hayli farklı niçinlerle gelişebileceğini belirten Arık, “Hipotiroidinin en yaygın niçinleri; tiroid bezinin otoimmün hastalığı, radyoaktif iyot tedavi daha sonrası tesirler, tiroid ameliyatı, radyonyon tedavisi, birtakım ilaçlar, doğumsal hastalıklar, hipofiz bezinde bozukluk, iyot eksikliği halinde sıralanabilir.” dedi.
Hastalıkta görülebilen belirtilerin hormonlardaki eksikliğin ciddiyetine bağlı olarak değişiklik gösterebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Arık, belirtilerin başlangıçta aşikâr bilinmeyen olabileceğini, yavaş yavaş besbelli hale geleceğini söylemiş oldu. Birinci başta, yorgunluk ve kilo alımı üzere spesifik olmayan belirtilere rastlanacağını söyleyen Uzm. Dr. Safiye Arık, tiroid hormonlarının eksikliğine bağlı olarak metabolizma suratındaki yavaşlama bariz hale geldiğinde halsizlik, kabızlık, uykusuzluk, cilt kuruluğu, ısı değişimine karşı hassasiyet, kilo artışı, el, ayak ve yüzde ödem, kas güçsüzlüğü, kas ağrısı, kan kolesterol seviyesinin yükselmesi, adet düzensizliği, ince ve kırılan tırnaklar, saçlarda dökülme, depresif ruh hali, libido kaybı, kansızlık, terlemede azalma, işitme problemleri görülebileceğini tabir etti.
“HİPOTİROİDİNİN KANSER İLE DİREKT BİR BAĞLANTISI BULUNMUYOR”
Hipotiroidinin tedavisinin eksik olan tiroid hormonunun dışarıdan ilaç verilmesi sistemiyle gerçekleştiğini söz eden Arık, ”Bu ilaç sabahları kahvaltıdan en az yarım saat evvel alınıyor. Bunun haricinde hipotiroidiye eşlik edebilecek vitamin (B12, D ve demir gibi) ve iyot eksiklikleri açısından da hastayı değerlendirip gerekirse ilgili destekleri de öneriyoruz. Cerrahi tedavi lakin tiroid bezinde makûs huylu bir kitle tespit edilmesi halinde kelam konusu oluyor. Fakat hipotiroidinin kanser ile direkt bir münasebeti bulunmuyor. İlacını sistemli kullanarak tiroid işlevlerini gerekli düzeyde tutan bireyler, hayat kalitelerinde bir değişiklik olmadan yaşıyor.” diye konuştu.
Aşikar Hipotiroidi (TSH düzeyi yüksek, özgür tiroid hormonlarının düşük olduğu) hastalarının kesinlikle tedavi alması gerektiğini vurgulayan Arık, tedavinin ekseriyetle ömür uzunluğu sürdüğünü söz etti. Arık, TSH’ın yavaşça yükseldiği lakin özgür tiroid hormonlarının kanda olağan olduğu ‘Subklinik Hipotiroidi” olaylarında ise şikayetlere göre ilaç başlama sonucu alındığını söylemiş oldu. Hiç şikayeti olmayan subklinik hipotiroidi hastalarının ise ilaçsız takip edilebileceğini belirten Arık, “Şikayeti olanlarda ise bir süre ilaç başlanıp, tedaviden yarar görüp görmemesine bakılırsa takiplerde tedaviye devam edilip edilmeyeceğine karar veriliyor. İlaç tedavisi başlanan hastalar da ise ilaç dozu ayarlanıncaya kadar 1,5-2 ayda bir, daha sonra da sende 1-2 kere denetime gelmesini istiyoruz.” dedi.