613 erkek, memleketleri Nijer'den komşu Libya'ya seyahat etmişti; burada birçoğu, Sahra altı Afrika'dan binlerce insanın her yıl yaptığı bir yolculuk olan Akdeniz'i geçerek Avrupa'ya geçmeyi planlıyordu.
Ancak geçen ayın sonlarında erkekler Libyalı yetkililer tarafından sınır dışı edildi; bu, ülkenin son yıllardaki en büyük sınır dışı etmelerinden biri. Kitlesel sınırdışılar ortak bir modelin parçası: Göçle mücadele için Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Kuzey Afrika hükümetleri, Sahra altı göçmenlerin Avrupa'ya seyahat etmesini engellemek için acımasız taktikler kullanıyor.
613 adam, 3 Ocak'ta Libya sınırına en yakın olan Nijer şehrine, darmadağınık ve aç bir halde, bazıları aylarca tutuklu kaldıktan ve Sahra'da günlerce seyahat ettikten sonra çıplak ayakla ve hasta bir halde geldi. Adamlardan ikisi Nijer'e geldikten kısa bir süre sonra öldü.
Adamlardan biri olan Salmana Issoufou, “Cehennemi yaşadım” dedi. 18 yaşındaki Bay Issoufou, sekiz ay tutuklu kaldığı süre boyunca Libyalı hapishane gardiyanları tarafından teller ve silahlarla dövüldüğünü söyledi.
Fransa'dan Almanya'ya ve Macaristan'a kadar Avrupa genelinde göçmen karşıtı duygular yükselirken, kıtaya ulaşmaya çalışan Sahra altı Afrika vatandaşları, Kuzey Afrika hükümetlerinin yıllardır görülmemiş bir ölçekteki engellemeleriyle karşı karşıya kalıyor. AB, Tunus, Fas, Libya ve Moritanya ile göçmen akışını durdurmaya yönelik mali desteği de içeren ikili anlaşmalar imzaladı.
Strateji işe yarıyor gibi görünüyor: Avrupa Birliği sınır kurumu Frontex'in güncel verilerine göre, yasadışı sınır geçişleri 2024'te keskin bir düşüş gösterdi.
Ancak insan hakları grupları, Sahra altı göçmenleri Avrupa'ya seyahat etmekten caydırmak için kullanılan yöntemlerin, çöl çöplükleri gibi iyi belgelenmiş insan hakları ihlallerini de içerdiğini söylüyor. Göçmenler Sahra'da yiyecek ve su olmadan terk edildi ya da işkenceye, cinsel şiddete ve açlığa maruz kaldıkları Kuzey Afrika hapishanelerinde tutuldu.
Birleşmiş Milletler'e göre Tunus, 2023'te Avrupa Birliği ile varılan anlaşmadan bu yana aralarında çocukların ve hamile kadınların da bulunduğu 12 binden fazla insanı Libya'nın ıssız bölgelerine attı. Geçtiğimiz yıl AB, Moritanya ile benzer bir anlaşma imzaladı.
Avrupa Birliği, Libya'da, denizde müdahale sırasında gerçek mühimmatla ateş açmak ve göçmenleri şiddet yanlısı milislere teslim etmekle suçlanan ülkenin sahil güvenliğine fon sağladı.
Geçen yıl haber ajanslarından oluşan bir konsorsiyum tarafından yapılan bir araştırma, AB ülkeleri tarafından sağlanan araç ve istihbaratın, Kuzey Afrika güvenlik güçleri tarafından göçmenleri gözaltına almak veya çöl bölgelerine nakletmek için kullanıldığını ortaya çıkardı.
Bu ay Nijer'e geri gönderilen 613 erkek, sınırdan Libya'nın yaklaşık 260 mil güneyindeki bir Nijerya kasabası olan Dirkou'ya kadar onlara eşlik eden Nijer'deki bölge yetkililerine göre, en azından geçen sonbahardan bu yana Libya'da tutuluyor.
Oradaki erkeklere destek veren ve çölde mahsur kalan göçmenleri kurtaran kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Alarm Phone Sahara için çalışan sosyal hizmet uzmanı Abba Tchéké'ye göre Dirkou'da iki adam öldü.
Adamlar geçen hafta kuzey Nijer'in en büyük şehri ve göçmenler için önemli bir geçiş noktası olan Agadez'e ulaştı. Bitkin ve susuz kalmışlardı; bazılarının deri lezyonları ve kırık uzuvları vardı. Sınır dışı edilen yarım düzine erkek, Haberler'a verdiği röportajlarda Libyalı yetkililer tarafından kendilerine kötü muamele yapıldığını söyledi.
36 yaşındaki Adamou Harouna, hapishane gardiyanlarının kendisine plastik yaktığını söyledi.
Alarm Phone Sahara'ya göre, Libya'dan yapılan toplu sınır dışı edilmeler, Nijer ile 580 mil sınırı paylaşan ve geçen yıl 31.000'den fazla insanı sınır dışı eden Cezayir'deki benzer hamleleri yansıtıyor. Bu rakam son yılların en yüksek rakamı.
Cezayir yetkilileri, göçmenleri Nijer sınırına bırakıyor ve onları en yakın kasabaya ulaşmadan önce çölde saatlerce yürümeye zorluyor. Göçmenler Cezayir cezaevlerinde dayak ve fiziksel şiddete de maruz kalıyor. (Avrupa Birliği’nin Cezayir ile bir göç anlaşması bulunmamaktadır.)
Libya'dan Nijer'e yapılan sınır dışı edilmelerin sayısı şu ana kadar Cezayir'den daha düşük olsa da, son dönemdeki toplu sınır dışı edilmeler olası bir artışa ilişkin endişeleri artırdı. Birleşmiş Milletler'e göre geçen yıl yüzlerce Afrika vatandaşı Libya'dan Çad, Mısır, Sudan ve Tunus'a sınır dışı edildi.
Afrika'da sınır dışı edilen göçmenler Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü tarafından ülkelerine geri gönderiliyor. Örgüt, Nijer'de sınır bölgelerinde terk edilen insanları haftada birkaç kez kalkan uçaklarla önce Agadez'e, ardından da kendi ülkelerine taşıyor.
Örgüt Nijeryalı erkekler için otobüsler düzenledi. 18 yaşındaki Bay Issoufou, Nijer'de kalacağını söyledi. Bay Harouna, mümkün olan en kısa sürede Libya'ya dönmeyi planladığını söyledi.
İbrahim Manzo Diallo, Nijer'in Niamey kentinden haberciliğe katkıda bulundu. Saikou Jammeh Dakar, Senegal ve Jenny Gross Londra'dan.
Ancak geçen ayın sonlarında erkekler Libyalı yetkililer tarafından sınır dışı edildi; bu, ülkenin son yıllardaki en büyük sınır dışı etmelerinden biri. Kitlesel sınırdışılar ortak bir modelin parçası: Göçle mücadele için Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Kuzey Afrika hükümetleri, Sahra altı göçmenlerin Avrupa'ya seyahat etmesini engellemek için acımasız taktikler kullanıyor.
613 adam, 3 Ocak'ta Libya sınırına en yakın olan Nijer şehrine, darmadağınık ve aç bir halde, bazıları aylarca tutuklu kaldıktan ve Sahra'da günlerce seyahat ettikten sonra çıplak ayakla ve hasta bir halde geldi. Adamlardan ikisi Nijer'e geldikten kısa bir süre sonra öldü.
Adamlardan biri olan Salmana Issoufou, “Cehennemi yaşadım” dedi. 18 yaşındaki Bay Issoufou, sekiz ay tutuklu kaldığı süre boyunca Libyalı hapishane gardiyanları tarafından teller ve silahlarla dövüldüğünü söyledi.
Fransa'dan Almanya'ya ve Macaristan'a kadar Avrupa genelinde göçmen karşıtı duygular yükselirken, kıtaya ulaşmaya çalışan Sahra altı Afrika vatandaşları, Kuzey Afrika hükümetlerinin yıllardır görülmemiş bir ölçekteki engellemeleriyle karşı karşıya kalıyor. AB, Tunus, Fas, Libya ve Moritanya ile göçmen akışını durdurmaya yönelik mali desteği de içeren ikili anlaşmalar imzaladı.
Strateji işe yarıyor gibi görünüyor: Avrupa Birliği sınır kurumu Frontex'in güncel verilerine göre, yasadışı sınır geçişleri 2024'te keskin bir düşüş gösterdi.
Ancak insan hakları grupları, Sahra altı göçmenleri Avrupa'ya seyahat etmekten caydırmak için kullanılan yöntemlerin, çöl çöplükleri gibi iyi belgelenmiş insan hakları ihlallerini de içerdiğini söylüyor. Göçmenler Sahra'da yiyecek ve su olmadan terk edildi ya da işkenceye, cinsel şiddete ve açlığa maruz kaldıkları Kuzey Afrika hapishanelerinde tutuldu.
Birleşmiş Milletler'e göre Tunus, 2023'te Avrupa Birliği ile varılan anlaşmadan bu yana aralarında çocukların ve hamile kadınların da bulunduğu 12 binden fazla insanı Libya'nın ıssız bölgelerine attı. Geçtiğimiz yıl AB, Moritanya ile benzer bir anlaşma imzaladı.
Avrupa Birliği, Libya'da, denizde müdahale sırasında gerçek mühimmatla ateş açmak ve göçmenleri şiddet yanlısı milislere teslim etmekle suçlanan ülkenin sahil güvenliğine fon sağladı.
Geçen yıl haber ajanslarından oluşan bir konsorsiyum tarafından yapılan bir araştırma, AB ülkeleri tarafından sağlanan araç ve istihbaratın, Kuzey Afrika güvenlik güçleri tarafından göçmenleri gözaltına almak veya çöl bölgelerine nakletmek için kullanıldığını ortaya çıkardı.
Bu ay Nijer'e geri gönderilen 613 erkek, sınırdan Libya'nın yaklaşık 260 mil güneyindeki bir Nijerya kasabası olan Dirkou'ya kadar onlara eşlik eden Nijer'deki bölge yetkililerine göre, en azından geçen sonbahardan bu yana Libya'da tutuluyor.
Oradaki erkeklere destek veren ve çölde mahsur kalan göçmenleri kurtaran kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Alarm Phone Sahara için çalışan sosyal hizmet uzmanı Abba Tchéké'ye göre Dirkou'da iki adam öldü.
Adamlar geçen hafta kuzey Nijer'in en büyük şehri ve göçmenler için önemli bir geçiş noktası olan Agadez'e ulaştı. Bitkin ve susuz kalmışlardı; bazılarının deri lezyonları ve kırık uzuvları vardı. Sınır dışı edilen yarım düzine erkek, Haberler'a verdiği röportajlarda Libyalı yetkililer tarafından kendilerine kötü muamele yapıldığını söyledi.
36 yaşındaki Adamou Harouna, hapishane gardiyanlarının kendisine plastik yaktığını söyledi.
Alarm Phone Sahara'ya göre, Libya'dan yapılan toplu sınır dışı edilmeler, Nijer ile 580 mil sınırı paylaşan ve geçen yıl 31.000'den fazla insanı sınır dışı eden Cezayir'deki benzer hamleleri yansıtıyor. Bu rakam son yılların en yüksek rakamı.
Cezayir yetkilileri, göçmenleri Nijer sınırına bırakıyor ve onları en yakın kasabaya ulaşmadan önce çölde saatlerce yürümeye zorluyor. Göçmenler Cezayir cezaevlerinde dayak ve fiziksel şiddete de maruz kalıyor. (Avrupa Birliği’nin Cezayir ile bir göç anlaşması bulunmamaktadır.)
Libya'dan Nijer'e yapılan sınır dışı edilmelerin sayısı şu ana kadar Cezayir'den daha düşük olsa da, son dönemdeki toplu sınır dışı edilmeler olası bir artışa ilişkin endişeleri artırdı. Birleşmiş Milletler'e göre geçen yıl yüzlerce Afrika vatandaşı Libya'dan Çad, Mısır, Sudan ve Tunus'a sınır dışı edildi.
Afrika'da sınır dışı edilen göçmenler Birleşmiş Milletler Uluslararası Göç Örgütü tarafından ülkelerine geri gönderiliyor. Örgüt, Nijer'de sınır bölgelerinde terk edilen insanları haftada birkaç kez kalkan uçaklarla önce Agadez'e, ardından da kendi ülkelerine taşıyor.
Örgüt Nijeryalı erkekler için otobüsler düzenledi. 18 yaşındaki Bay Issoufou, Nijer'de kalacağını söyledi. Bay Harouna, mümkün olan en kısa sürede Libya'ya dönmeyi planladığını söyledi.
İbrahim Manzo Diallo, Nijer'in Niamey kentinden haberciliğe katkıda bulundu. Saikou Jammeh Dakar, Senegal ve Jenny Gross Londra'dan.