Son haftalarda artan olaylarda gençlerin sayısının dikakt alımlı olduğunu söz eden Prof. Dr. Hakan Oğuztürk, gençler içinde aşılama oranının, öteki yaş kümelerine göre bir ölçü daha az olduğunu lisana getirdi.
Varyantlarda bulaştırıcılık potansiyelinin yüksek olmasının da olay artışlarına rolü olduğuun kaydeden Prof. Dr. Oğuztürk, gençler içinde toplumsal hareketliliğin, başka yaş kümesine göre daha fazla olduğunu, bu niçinle hem şehirlerarası tıpkı vakitte kalabalık ortamlarda bulunma oranının, ergenlerde yaş kümeleri ortasında hastalığın risk faktörü olarak hadise sayılarının artması noktasında tesir ettiğini lisana getirdi.
BİZE BİR ŞEY OLMAZ DEMEYİN
Salgının devam ettiği bu günlerde gençlerin, ‘Bize bir şey olmaz’ psikolojisine katiyetle girmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Oğuztürk, “Her yaş kümesindeki hasta için salgın kahır oluşturuyor.” dedi.
Acil servislere her yaş kümesinden hastaların geldiğini lakin son bir ay ortasında gençlerin oranının evvelki periyotlara bakılırsa daha fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuztürk, hastaların dörtte birini genç nüfusun oluşturduğunu söylemiş oldu.
Salgından korunmak için kalabalık ortamlarda, açık alan olsa dahi maske takmaya devam edilmesi gerektiğini söz eden Prof. Dr. Oğuztürk, “Ferdî önlemlerin ön planda olduğu bir sureci yaşıyoruz. En kuvvetli silahımız olan aşıyı lütfen olsunlar. Gençlerimizin aşı olmaları salgınla çabaya sağlayacakları en büyük dayanak olacaktır.” biçiminde konuştu.
“AŞI EN DEĞERLİ konulardan BİRİ”
Acil servislere gelen hadise sayılarının hayli değişken olduğunu belirten Prof. Dr. Başar Cander ise koronavirüse yakalanan hastaların yaşının düştüğünü ve hastalığın ergenlerde de sık görüldüğünü vurguladı.
Yüz yüze eğitimin aksamaması ve toplumun olağan koşullarına kişisel önlemlerle dönmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Cander, “Bu mevzuda aşı en kıymetli konulardan biri. Zira hasta geldiğinde birinci sorumuz ‘Aşılandınız mı?’ oluyor. Aşılandıysa o hastalığı daha rahat yeneceğini biliyoruz, rahatlıyoruz.” dedi.
UZUN COVİD’E DİKKAT
Öte yandan aşıya uyma oranının 15-35 yaş gurunda düşük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemalettin Aydın, “Doğal olarak ‘aşısızların pandemisi’ pozisyonuna geldik. Günlük olarak 30 bin hadise görüyorsak bunun tahminen en çok bini aşılı ya da aşıları eksik olanlardan geri kalan 29 bini aşısız.” dedi.
Gençlerin ‘Ben gencim, dinamiğim, hastalığı atlatırım’ diye düşündüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, “Hastalığı atlatırsınız ancak Uzun Covid dediğimiz bir tablo var; 2-3 sene daha sonra akciğerdeki performans düşüklükleri üzere geri kalan ömrünüzü hastalıklar silsilesi ile geçirme riskine sahipsiniz. Öyleyse aşıyla hiç hasta olmamak en doğrusu.” formunda konuştu.
Prof. Dr. Kemalettin Aydın
Varyantlarda bulaştırıcılık potansiyelinin yüksek olmasının da olay artışlarına rolü olduğuun kaydeden Prof. Dr. Oğuztürk, gençler içinde toplumsal hareketliliğin, başka yaş kümesine göre daha fazla olduğunu, bu niçinle hem şehirlerarası tıpkı vakitte kalabalık ortamlarda bulunma oranının, ergenlerde yaş kümeleri ortasında hastalığın risk faktörü olarak hadise sayılarının artması noktasında tesir ettiğini lisana getirdi.
BİZE BİR ŞEY OLMAZ DEMEYİN
Salgının devam ettiği bu günlerde gençlerin, ‘Bize bir şey olmaz’ psikolojisine katiyetle girmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Oğuztürk, “Her yaş kümesindeki hasta için salgın kahır oluşturuyor.” dedi.
Acil servislere her yaş kümesinden hastaların geldiğini lakin son bir ay ortasında gençlerin oranının evvelki periyotlara bakılırsa daha fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Oğuztürk, hastaların dörtte birini genç nüfusun oluşturduğunu söylemiş oldu.
Salgından korunmak için kalabalık ortamlarda, açık alan olsa dahi maske takmaya devam edilmesi gerektiğini söz eden Prof. Dr. Oğuztürk, “Ferdî önlemlerin ön planda olduğu bir sureci yaşıyoruz. En kuvvetli silahımız olan aşıyı lütfen olsunlar. Gençlerimizin aşı olmaları salgınla çabaya sağlayacakları en büyük dayanak olacaktır.” biçiminde konuştu.
“AŞI EN DEĞERLİ konulardan BİRİ”
Acil servislere gelen hadise sayılarının hayli değişken olduğunu belirten Prof. Dr. Başar Cander ise koronavirüse yakalanan hastaların yaşının düştüğünü ve hastalığın ergenlerde de sık görüldüğünü vurguladı.
Yüz yüze eğitimin aksamaması ve toplumun olağan koşullarına kişisel önlemlerle dönmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Cander, “Bu mevzuda aşı en kıymetli konulardan biri. Zira hasta geldiğinde birinci sorumuz ‘Aşılandınız mı?’ oluyor. Aşılandıysa o hastalığı daha rahat yeneceğini biliyoruz, rahatlıyoruz.” dedi.
UZUN COVİD’E DİKKAT
Öte yandan aşıya uyma oranının 15-35 yaş gurunda düşük olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kemalettin Aydın, “Doğal olarak ‘aşısızların pandemisi’ pozisyonuna geldik. Günlük olarak 30 bin hadise görüyorsak bunun tahminen en çok bini aşılı ya da aşıları eksik olanlardan geri kalan 29 bini aşısız.” dedi.
Gençlerin ‘Ben gencim, dinamiğim, hastalığı atlatırım’ diye düşündüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Aydın, “Hastalığı atlatırsınız ancak Uzun Covid dediğimiz bir tablo var; 2-3 sene daha sonra akciğerdeki performans düşüklükleri üzere geri kalan ömrünüzü hastalıklar silsilesi ile geçirme riskine sahipsiniz. Öyleyse aşıyla hiç hasta olmamak en doğrusu.” formunda konuştu.
Prof. Dr. Kemalettin Aydın